Öteden beri zaman zaman ortaya çıkan şikayetler sebebi ile sık sık denetim gerçekleştirilen Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesi Diyaliz Merkezindeki tedavi altına alınan diyaliz hastaları can pazarında hayata tutunabilmek adına yaşam savaşı verirken; üstüne üstlük mevcut sorunlarının çözümü için gerekli duyarlılığı gösteremeyen hastane başhekimi için şikayetler gün geçtikçe daha da artıyor. Örneğin acil çözüm bekleyen sorunlardan biri olan ve genelde engelli olan diyaliz hastaları için olması zorunlu hassas diyaliz baskülünün arızası tam üç haftadır giderilemediği gibi fiyatı yaklaşık 6.000,00TL- 7.500,00TL arasında değişen hassas diyaliz baskülünün halen temin edilememiş olması; diyaliz hastalarını diyalize giriş ve çıkışlarındaki ağırlık durumlarının tam olarak bilinmemesi nedeniyle hastalardaki diyaliz sonrası ortaya çıkan komplikasyonlar çok ciddi sorunlar yaratmaktadır.. Bu arada halen diyaliz hastalarının diyaliz girişi-çıkışı sırasında kulla nılmakta olan basit konumdaki baskül sağlıklı çalışmadığı için bahse konu sözü edilen komplikasyonlarla karşı karşıya gelen diyaliz hastalarının tansiyon şikayetlerinde de yoğun artışlar gözlemlenmek tedir.Gerçekte Resmi Gazetenin 1 Mart 2019 tarih-10701 Sayılı nüshasında yayımlanan “Diyaliz Merkezleri Hakkındaki Yönetmelik” Hükümlerinin 18.maddenin 1/ğ şıkkına göre hassas tartı sisteminin mutlak şekilde diyaliz merkezinde olması da zaten gerektiği halde Başhekimin AKP Zonguldak İl Başkanının kardeşi olmanın rehavetini yaşadığı ve göreviyle ilgili hassasiyet ve itinayı göstermediği de bu yönde alınan şikayetler arasında yer alıyor.
* * *
Bunun yanı sıra Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesi Diyaliz Merkezi nezdinde görevlendirilen nefrolog uzman hekimin öğrenildiğine göre diğer yakın ilçelerdeki kamu hastaneleri diyaliz merkezlerinden de so rumlu olması çalışma performansını düşürdüğü gibi diyaliz merkezin den tedavi alan diyaliz hastalarının ya yarım tedavi almasına ya da te davi hizmetlerinin alenen aksamasına da yol açıyor. Aslında Yönet meliğin 22/b maddesine göre merkezlerde asgari bulunması gerekli sertifikalı tabip sayısı, aktif hemodiyaliz cihazı sayısına göre belirlenir. Merkez kadrolu uzman tabip bulunduruyorsa, uzman tabip sertifikalı tabip görevini de yürütebilir. İlk otuz cihaza kadar bir kadrolu, otuzdan fazla cihazı olan merkezler için her otuz cihaza kadrolu veya kısmi zamanlı ilave bir sertifikalı tabip bulunur. Ancak, her tedavi seansı için, elli hastaya kadar bir sertifikalı tabibin bulunması yeterlidir. Merkezde kadrolu çalışan sertifikalı tabip çalışma belgesinde belirtilen merkezdeki çalışma saatleri dışında 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı San’atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanunun 12 nci maddesine uygun olmak kaydıyla başka bir özel sağlık kuruluşunda da çalışabilir.”denilmiş olsa bile belirtilen sınırlamaya da dikkat edilmesi gerektiği çok açık bir durum. Dolayısı ile bu sorunun da kısa sürede çözülmesi gerekmekte. Hal böyle iken diyaliz hastalarının tedavi aldığı bölüme bu pandemi döneminde kesinlikle refakatçi ya da hasta yakını alınmaması gerektiği halde bu konuda da disiplin ve yeknesaklığın sağlanmamış olması diyaliz hastaları açısından bazı hallerde telafisi bile mümkün olamayacak bir risk unsuru durumundadır.
* * *
Sonuç olarak,Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesi nezdindeki Hemodi yaliz Ünitesinde görevli bulunan sağlık personeli bu görevlerini canla başla özveri içinde yerine getirmekte olup: Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesi Yönetiminin de bu yönde aynı duyarlılığı göstermesi gerek mekte iken; aksi bir davranış içinde olmaları,yukarıda da açıklandığı gibi can pazarında yaşam mücadelesi veren ve tedavi alan tüm hastala rı ziyadesi ile de üzmektedir.Özellikle bu pandemi döneminde dikkat edilmesi zorunlu olan hijyen önlemlerinin diyaliz merkezi için büyük önem arz ettiği çok açık iken; olabilecek her türlü aksamanın hastalar için ne derece hayati riske yol açabileceği de çok açıktır.. Bunun yanında ayrıca kronik böbrek hastalığı toplum için yıkıcı etkilere sahip, önemli oranda iş gücü kaybı yaratan, tedavi maliyeti yüksek bir hastalıktır.Dola yısıyla KBH, ilerleyici ve geri dönüşsüz böbrek işlev kaybı anlamına da gelmektedir.Bu nedenledir ki kronik böbrek hastalığının ileri aşamalarında uygun diyaliz tipinin seçiminde bir yönlendirici olarak hekimin ve nefroloğun rolü de kesinlikle küçümsenmemelidir.Bunun yanısıra diyaliz tedavisinde kullanılan diyaliz cihazlarının kullanım ömrünün azami 10 yıl olduğundan hareketle; kullanım ömrü dolan bu tür cihazlar için bir yıl sonraki yatırım programına mutlak şekilde yeterli ödeneğin ayrılarak bu cihazların hem daha iyi hizmet vermesi hem de günün teknolojik koşullarına uyulması bakımından olduğu kadar diyaliz hastalarının daha iyi diyaliz tedavisi almalarına da imkan tanıyacağı açıkça bilinmelidir.