Zonguldak Barosu Kadın Hakları Komisyon 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle basın açıklaması yaptı.
Zonguldak Barosu Kadın Hakları Komisyonu adına açıklama yapan Zonguldak Barosu Kadın Hakları Komisyonu Başkanı Avukat Övül Tuğba Gökalp, 8 Mart 1857’de, insanca ve hakça çalışma koşulları ve eşit işe eşit ücret talepleri için direnen dokuma işçisi 129 kadının diri diri yakıldığını bugüne dek unutturmayan, kadının insan hakları mücadelesini onurla sürdüren tüm kadınları selamladıklarını ifade ederek "İnsanlık tarihiyle yaşıt olan ve her uygarlıkta şekil değiştirerek yaşamaya ve birikmeye devam eden eşitsizliğe ve ayrımcılığa örgütlü olarak karşı koymanın miladıdır 8 Mart."Kadın hakları savunusu" olarak ortaya çıkan bu direniş, cinsiyete dayalı ayrımcılığın ortadan kaldırılması mücadelesidir. Bu kapsamda, 8 Mart, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu tarafından, 16 Aralık 1977 tarihinde "Dünya Kadınlar Günü" olarak anılması kabul edilmiştir. Temel hak ve özgürlüklerin kullanılmasında cinsiyete dayalı ayrımcılık, Anayasamız, kanunlarımız ve uluslararası sözleşmeler ile tamamen yasaklanmıştır. Türkiye’nin de tarafı olduğu, 1979 tarihli BM Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Sözleşmesi'nde, kadınların, kadın-erkek eşitliğine dayalı olarak medeni, siyasi, ekonomik, sosyal veya kültürel hak ve özgürlüklerinin tanınmasını, kullanılmasını ve bunlardan yararlanılmasını engelleyen, ortadan kaldıran ya da bunu amaçlayan ve cinsiyete dayalı yapılan herhangi bir ayrım, mahrumiyet veya kısıtlamanın yasaklandığı ifade edilmektedir. 8 Mart, kadının yüzyıllardır süren eşitlik ve adalet mücadelesinin sembolüdür. Kadınlar, maruz bırakıldığı tüm eşitsizliklere ve ayrımcılığa karşı koymak için soluksuz mücadelesini sürdürse de kadına yönelik örgütlü kötülük de kendini var etmeye devam etmektedir.
Yıllardır süren kadın mücadelesi ve direnişi, şüphesiz ki önemli kazanımlar elde etti. Ancak kadına yönelik eşitsizliğin ve ayrımcılığın kaynakları kurumadı, kadına yönelen şiddet biçim değiştirerek yaşamaya devam etti. 2009 yılından bu yana kadın cinayetleri ile ilgili gerçek veriler açıklanmasa da, her gün bir yenisi işlenen kadın cinayetleri ve şüpheli kadın ölümleri yüreğimizi acıtmaya, toplum olarak bizi derin bir utancın içine hapsetmeye devam ediyor. Kadın-erkek eşitliği sağlanmadıkça daha çok kadının yaşamdan koparılacağını, cinsiyete dayalı şiddete maruz bırakılacağını biliyoruz.Bilinen bu gerçek karşısında, gerçek eşitliği sağlamak bir yana dursun, her geçen gün eşitlikten adım adım uzaklaştıran politikaların uygulandığına şahit oluyor; eşitlik karşıtı ve laikliğe aykırı söylemleri duyuyoruz.
Zonguldak Barosu Kadın Hakları Komisyonu olarak; 8 Mart 1857’de, insanca ve hakça çalışma koşulları ve eşit işe eşit ücret talepleri için direnen dokuma işçisi 129 kadının diri diri yakıldığını bugüne dek unutturmayan, kadının insan hakları mücadelesini onurla sürdüren tüm kadınları selamlıyoruz. Örgütlü kötülüğün direncine karşı, kadının insan haklarının yaşama geçirildiği, kadının hayatın her alanında eşit ve özgür bir birey olarak var olduğu, ayrımcılığın, yoksulluğun ve şiddetin son bulduğu, kadın emeğinin görünür olduğu bir dünya tahayyülü ile mücadelemizi ve dayanışmamızı sürdüreceğimizi kamuoyuna saygıyla bildiririz."
