Karadeniz Ereğli Limanı'nda geçen yıl 6 Ekim günü yaşanan olayda, limana gelen Panama bandıralı 'Phoenican' isimli gemide uyuşturucu taşındığı ihbarıyla polis ekipleri operasyon başlattı.

Kolombiya'dan gelen kömür yüklü kuru yük gemisine, Gümrük Muhafaza Kaçakçılık ve İstihbarat Müdürlüğü Zonguldak Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından gerçekleştirilen operasyonda; İzmit ilçesinden sevk edilen dalgıç polisler de katılarak deniz altından arama yaptı.

Aramalarda ve ambardaki kömürlerin Ereğli'deki limana vinçlerle tahliyesi sırasında paketler halinde hazırlanmış; piyasa değeri yaklaşık 135 milyon lira olan 141,5 kilogram kokain ele geçirildi. Gemideki 10 kişilik mürettebat gözaltına alındı. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen ve aralarında Hırvatistan, Filipin, Rusya uyrukluların da bulunduğu 10 mürettebat tutuklandı.

Karadeniz Ereğli Cumhuriyet Başsavcılığında hazırlanan iddianamede haklarında “Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak imal, ithal veya ihraç etmek” suçlamasıyla yirmi yıldan otuz yıla kadar hapis cezası talep edilen 10 tutuklu sanık, Karadeniz Ereğli 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıktı.

Mahkemede sanıklar tercüman aracılığıyla savunmalarını yaptı

Duruşmada savunma yapan geminin kaptanı M.D., Kolombiya'ya ulaşmadan önce mürettebatın tamamıyla toplantı yaptığını, güvenlik açısından deniz tarafında çift gözlem istediğini anlattı. Geminin Türkiye'ye gideceğini kısa süre içerisinde öğrendiğini anlatan M.D., “Özellikle deniz tarafında çift gözlem istedim. Bütün mürettebat yeni, herkes yeni geldi. Şirketten özel güvenlik istedim. Eğer gelseydi uyuşturucu olmazdı. Suçlamaları kabul etmiyorum” dedi.

Geminin 2. Kaptanı A.A. ise gemiye yük almadan önce ambarda temizlik yapıldığını aktardı. A.A., ambarların kuru ve güvenli olduğunun kontrolünü yaptığını ifade ederek, “Kolombiya'da da bu kontrolü yapıp ambarların temiz olduğu bilgisini kaptana ulaştırmıştım. Sonrasında bu konuya ilişkin formları doldurdum. Gemiye kömür yüklemenin bittiği bilgisi bana diğer görevlilerce bildirildi. Ben de kapakların kapatılması talimatını verdim. Kolombiya'da uyuşturucu madde araması yükleme bittikten sonra yapılır. Kömür yüklemesi yapıldıktan sonra Kolombiya'da görevli ekipler ve sahil güvenlik arama yaptı. Liman görevlileri Karadeniz Ereğli'ye gelmeden önce yük taşımaya uygun olup olmama noktasında kontrollerini yapmışlardır. Kömür yükleme işi 6 gün kadar sürdü. Yükleme ise Kolombiya liman işçileri tarafından yapıldı. Bizim gemi çalışanları olarak yüke dokunmamız yasaktır. Bu kişiler gemiye geldiklerinde herhangi bir çanta ile girmeleri mümkün değildir. Suçlamaları kabul etmiyorum. Beraatimi istiyorum” ifadelerini kullandı.

Geminin denizde olduğu sırada yağlama ve temizlik işlerini yapan V.F.O. ise yükleme yapıldığı sırada başkaca bir görevinin olmadığını söyledi. V.F.O., “Gemide bulunan uyuşturucu ile ilgili bir bilgim yoktur. Bu suçta hiçbir şey yapmadım ve acısını çekiyorum. 8 ay boyunca ne sebeple cezaevinde tutulduğumu bilmiyorum. Beraatimi talep ediyorum” diye konuştu.

“Uyuşturucunun gemiye kömür yükleyen kişilerce konulduğunu düşünüyorum”

Gemide ikinci kaptanın emri altında görev yaptığını anlatan C.K. ise “Geminin girişinde gözetmenlik görevi verildi. Gece ve gündüz 4 saatte bir gözetleme yapıyorduk. Dört saatlik gözetmenlik süremde şüpheli bir şey görmedim. Yükleme yapıldıktan sonra ambar kapakları kapatıldı. Ereğli'ye gelene kadar ambar kapakları asla açılmadı. Uyuşturucunun gemiye kömür yükleyen kişilerce konulduğunu düşünüyorum. Uyuşturucuya ilişkin bilgim yoktur” dedi.

“Güvenlik zafiyeti nedeniyle uyuşturucu maddenin gemiye yerleştirildiği kanaatindeyim”

Geminin üçüncü kaptanı P.G. de geminin içinde iki Kolombiyalı görevlinin olduğunu hatırlatarak, “Kolombiya limanında ambarların denetimi vardı. Liman görevlisi denetmen giriş yaptı yükleme için. Bu şu demek. Bunlar tamamen açık ve boştu. Bu denetmenler gerekli dokümanları aldı. Yükleme operasyonu günde 24 saat devam etti. Bütün bu işler Kolombiyalılar tarafından yapıldı. İki vinç kullanıyorlardı. İki yada üç gözetmen liman tarafından görevlendirilmiş üç kişi gözlem yapıyordu. Bizim gemimiz tamamen güvensizdi. Yirmi tane giriş var. Kapılar tamamen güvensiz. Açmak için metal halkalar var. Bütün bunların kapalı olması gerekirdi. Hiçbiri kapalı değildi. Güvenlik kameraları her şey kaptan tarafından emrediliyordu. Şirketten güvenlik zafiyeti sebebiyle kaptana istekte bulunuldu ancak yerine getirilmedi. Güvenlik zafiyeti nedeniyle uyuşturucu maddenin gemiye yerleştirildiği kanaatindeyim. Suçsuzum beraatimi talep ediyorum” dedi.

Gemide ekipmanları ve can kurtaranları kontrol etme görevi bulunan 31 yaşındaki dördüncü kaptan A.A. da 180 metre uzunluğundaki gemide ondan fazla asma kilitsiz giriş, 20'den fazla ambara girişin bulunduğunu anlattı.

Kolombiya'daki yükleme sırasında saat 17.00 ila 19.00 arasında liman işçilerinin gemiye geldiğini ve en az üç ambarda sürekli olarak kömür yüklemesi olduğunu anlatan A.A., “Kargo operasyonlarında güvenlik ekipmanları yoktu. Denizcilik kanuna göre görevler belirlenmiştir. Ama bu gemide bu görevler kesin bir şekilde ayrılmamıştı. Güvenlik ile yükleme arasındaki görevler net değildi. Gemideki görevli sayısı her gemi için farklı. Bu yüzden her şirket yönetmelik yayınlamalıdır. İşleri, yetkiyi, sorumluluğu ayırması gerekiyor. Geminin genel güvenliği, seyir. Yük Gemiye katıldığımdan beri ikinci kaptanın işlerine karışmadım. Gözetmenliğim sırasında bir tek usta denizcim vardı. Bu her zaman girişte yer alıyordu. Bana yöneltilen suçlamaları kabul etmiyorum. Bulunan uyuşturucuyla ilgili bir bilgim yok. Sadece ailem için çalışıp onların ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyorum. 12 yıldır denizdeyim. 4. Kaptan olmak sekiz yılımı aldı. Ailemi böyle geçindirebilirim” şeklinde konuştu.

“Bütün uyuşturuculara karşıyım”

Geminin başmühendisi L.P. ise makine bölümünden sorumlu olduğunu ve makinelerin teknik bölümleriyle ilgilendiğini anlattı. Kendisine yöneltilen suçlamaların temeli olmadığını, 30 yıldır bu işi yaptığını söyledi.

Uyuşturucuya karşı olduğunu söyleyen L.P., “Bana yöneltilen suçlamaların temeli yok. Dürüst ve deneyimli bir mühendisim. İşlerimi görevim çerçevesinde yapıyorum. 30 yıldır bu işi yapıyorum. Bütün aşamaları geçtim. 13 yıldır başmühendisim. Hayatım boyunca hiç uyuşturucu almadım. Kullanmadım. Bütün uyuşturuculara karşıyım. Türk hükumetini savunuyorum uyuşturucuya karşı savaşta. Ama bütün bunlar kanunlara uygun yapılmalı. Bütün suçlamalar kanıta dayalı olmalı. Bu olaydan önce Kolombiya'da hiç bulunmadım. Kaptan Kolombiya'da bu olayların olduğunu biliyordu. Maalesef gerekli önlemleri almadı. Görevinde ihmali var. O da bu olaya neden oldu. Üçüncü kaptanın bahsettiği gibi Kolombiyalıların gemide kalmasına izin verdi. Kalabiliyorlar da gemide, özgürce gezebiliyordular. Rahatça gemideydiler. Çok garip. Bu iki kişi her yere rahatça girip çıkabiliyordu. Hiç kimse onları kontrol etmediği için her yere rahatça girebilirler böyle bir fikrim var. Kolombiya'daki limandayken gemiyi koruma işi yapılmadı. Güvenlik toplantısı yapılmadı. Gözetim de sıradandı. Kaptanın yeterli önlemi almadığını düşünüyorum” ifadelerine yer verdi.

Zonguldak’ta Skandal İddia: Doktorun Kararları Ölümle Sonuçlandı Zonguldak’ta Skandal İddia: Doktorun Kararları Ölümle Sonuçlandı

Tutuklu 10 sanığın savunmalarının ardından taraf avukatlarınca mahkeme heyetine sunulan flaş bellekteki görüntülerde söz konusu kömürün dışarıdan vinç ile yüklendiği izletildi. Bahse konu vinçlerde kömür taşınırken yasaklı maddenin de ambara taşınabileceği öne sürüldü.

Sanık avukatları, sanıkların hangi suçu işlediklerinin tam olarak belirlenmediği, uyuşturucu maddenin ithaline ilişkin uygulama alanının bulunmadığını, uyuşturucunun tonlarca kömür arasından ele geçirildiğine dikkat çekti. Avukatlar; savunmalarında, yapılan tüm araştırmalara rağmen uyuşturucu maddeyi kömürlerin arasına bırakan failin tespit edilemediğini; parmak izi incelemesinin ise sanıklar aleyhine sonuç doğurmadığını söyledi.

Cumhuriyet Savcısı duruşmada, sanıkların tutukluluk halinin devamını talep etti.

Mahkeme heyeti; savunmaların ardından tanıkları dinledi. Duruşma; dinlenmeyen tanığın dinlenmesi ve dosyadaki eksik hususların giderilmesi için duruşmayı 18 Temmuz tarihine ertelendi.

Duruşmayı Hırvatistan'ın Ankara Büyükelçisi Hrvoje Cvitanovic'in yanı sıra diğer ülkelerin konsolosluk görevlileri de yakından takip etti.

A W224947 02

Kaynak: İHA