Düzce Üniversitesi Hastanesi Üroloji Kliniği’nde bir yıldır uygulanan supin perkütan nefrolitotomi (kapalı böbrek taşı) operasyonu hasta ve hekim açısından büyük avantajlar sağlıyor. Uzun süredir böbrek ağrısı çeken 33 yaşındaki S.T'nin, supin perkütan nefrolitotomi yöntemi ile böbreğinde bulunan çok sayıda taş çıkarıldı.
"Böbrek taşında kapalı ameliyat çok yaygın"
Böbrek taşı tedavisinde belli büyüklükteki taşlar için uygulanan kapalı ameliyat yöntemi perkütan nefrolitottomi (PNL) hakkında bilgi veren Düzce Üniversitesi Üroloji Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Dursun Baba, bu yöntemin yaygınlaşması sonrasında böbrek taşlarında açık cerrahi tedavilerinin neredeyse hiç kullanılmadığını söyledi. Dr. Öğr. Üyesi Baba, "Böbrek içine daha geniş kanül yerleştirilmektedir ve ameliyat sonrası birkaç gün böbrek içinde nefrostomi katateri kalmaktadır. Son yıllarda özellikle anestezisi riskli hastalarda önerilen supin (sırtüstü) PNL ameliyatı daha ince aletlerle böbrek içine girilmesi, kanama ve anestezi riskinin daha az olması ve ameliyat sonrası böbreğe nefrostomi takılmasına gerek olmaması nedeniyle tüm dünyada popüler böbrek taşı operasyonu olarak öne çıkmaktadır. Hastanemizde bir yıldır bu tedavi yönetimini uyguluyoruz. Bu teknikle; hasta sırt üstü yatar pozisyonda iken ciltten böbrek içine girilerek taşa müdahale edilebildiği gibi aynı zamandan üretral yoldan girilerek tek girişte böbrek içindeki dağınık taşlarda tedavi edilebilmektedir" dedi.
Operasyon süresinin daha az olması sebebiyle daha az miktarda anestezik madde kullanıldığını dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Dursun Baba, bu sayede solunum yollarına daha hızlı girişim yapma imkanının sağlandığını belirtti.
Kanama riski ve hastanede kalış süresini bariz olarak azaltıyor
Supin perkütan nefrolitotomi operasyonu ile kanama riski ve hastanede kalış süresinin azaldığını ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Baba, "Morbid obezite ve kardiyovasküler risk faktörü olan kişilerde pozisyon değişikliğine gerek olmaması sebebiyle komplikasyon riskini azaltmaktadır. Yine hasta repozisyonuna gerek olmaması nedeniyle operasyon süresinin kısalması ve sinir-kas sistemine zarar verme riskinin azaltılması sağlanmaktadır. Cerrahın işlemi oturur pozisyonda gerçekleştirdiği için daha konforlu çalışması ve daha az radyasyona maruz kalması gibi avantajları da vardır. Sağlanan traktın yatay veya aşağıya hafif eğimli olması nedeniyle toplayıcı sistemde çok düşük basınç oluşmaktadır. Bu nedenle taş fragmanlarını spontan olarak dışarıya çıkarır ve üretere taş migrasyonu ihtimali daha düşük olmaktadır" diye konuştu.
Böbrek taşının genellikle lazerle parçalanarak ve tamamıyla böbrek dışına alındığını dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Baba, operasyon sonrası böbrek içine nefrostomi katateri takılmadığını vurguladı. (İHA)