Saadet Partisi Zonguldak İl Başkanlığının Mayıs ayı il divan toplantısı yapıldı.
Parti binasında yapılan il divan toplantısına İl sorumlusu Eyüp Yıldırım, İl Müfettişi Şahin Kalça, İl Başkanı Burak Erol, ilçe başkanı İsmail Üstünyer, ilçe başkanları, yönetim kurulu üyeleri ile kadın kolları katıldı.
Toplantının açılış konuşmasını yapan Saadet Partisi Zonguldak İl Başkanı Burak Erol, “Mayıs ayının bu son aylık toplantısında biz, her zaman olduğu gibi, ülkemizin ve insanımızın gerçek gündemini ele alacak, problemleri ve bunların çözüm yollarını konuşacağız. Biz burada üretilen algılara değil, yaşanılan olgulara; siparişle oluşturulan gündemlere değil, insanımızın gerçek gündemine odaklanacağız” dedi.
Erol açıklamasında, “Genel Başkanımız çalışma arkadaşlarıyla birlikte Almanya’da idi. Çeşitli temaslarda bulundu, teşkilat mensuplarımız ile Avrupa’da yaşayan vatandaşlarımız ile bir araya geldi. Avrupa’daki vatandaşlarımız problemlerini konuştular” diyerek şunları söyledi:
“Avrupa’daki vatandaşlarımızın haklı taleplerinin destekçisi ve takipçisiyiz. Biz buradan bu çağrıyı yapıyor ve Avrupa'daki vatandaşlarımızın bu haklı taleplerinin takipçisi ve destekçisi olacağımızın sözünü de veriyoruz.Problemlerimiz her geçen gün derinleşmektedir. Türkiye'de yaşayan vatandaşlarımızın problemleri ise her geçen gün daha derinleşmekte, tedavisi imkansız hale gelmektedir.
Asgari ücretin 4250 lira, ortalama memur maaşlarının dahi 8-9 bin lira olduğu ülkemizde; açlık sınırı 6 bin lirayı, yoksulluk sınırı ise 18 bin lirayı geçmiş bulunmaktadır. Hem devlet hem özel sektör ve vatandaşlarımız borç ve faiz yükünün altında ezilmektedir. Ülkenin içinde bulunduğu bu manzara, iktidarın ülkeyi mali yönden adeta yönetilemez duruma getirme gayreti içinde olduğu intibaını vermektedir. İktidarın anlaşılmaz ekonomi denklemi yüzünden, Türkiye'nin kısa vadeli dış borcu 181,4 milyar dolar ile rekor seviyeye yükselmiştir! Döviz rezervimiz ise henüz normal düzeyine gelebilmiş değildir ve rezervlerdeki istikrarsızlık sürmektedir.
Son olarak; ÇAYKUR örneğini vermek istiyorum. Varlık Fonu'na devredildiği güne kadar kâr eden ÇAYKUR, Varlık Fonu'na devredildiği 2017 yılından bugüne sürekli zarar etmektedir! Bu nasıl bir denklem ki; çay üreticisi kan ağlıyor, vatandaş kilosu 80 lirayı bulan çayı alamıyor, sürekli kâr eden ÇAYKUR ise artık her yıl zarar ediyor! Böyle bir denklemi, kursa kursa ancak Ak Parti iktidarı kurabilirdi, kurdu da zaten!
İktidar bugün hâlâ, her zaman yaptığı gibi soyut, afaki ve hamaset dolu cümlelerle süreci yönetebileceğini zannetmektedir. Bu yüzden iktidar yetkililerinin yaptığı her açıklama, güveni tesis edeceğine, insanımızın her alandaki endişeleri arttırmaktadır. Siyaset, endişe yerine güven telkin etmesi gereken bir kurumdur.Oysa herkesin teslim ettiği şey şudur: İçinde yaşadığımız ekonomik şartlarda Türkiye’nin hamasete değil, gerçekten köklü yapısal dönüşümlere ihtiyacı vardır.
Türkiye’nin bugün geldiği noktada en köklü değişim ise işin ehline verilmesi olmalıdır. Adalet ve Kalkınma Partisi isminin hakkını verememiştir. Bir yandan betondan şikayet edeceksiniz; öbür yandan ülke kaynaklarını betona gömeceksiniz. Bir yandan bütçe disiplininden, tasarruftan bahsedeceksiniz öbür yandan; Türkiye’nin her tarafını millet bahçeleriyle donatacağınızı söyleyeceksiniz.
Elbette park önemli, yeşil alan çok önemli. Ancak, dünyanın hiçbir yerinde sadece park yaparak kalkınan devlet yoktur. Havalimanlarını, fabrikaları yıkıp; yerine Millet Bahçesi yapan bir iktidar ise hiç yoktur. İktidar toplumsal kutuplaşmayı körükleyerek, oy kaybını durduracağını zannediyor.
Ülkemizin hali rakamlarla da ortadadır, insanımızın günlük hayatında karşı karşıya kaldığı problemler de ortadır. Hâl böyleyken, iktidar bam başka gündemlerle insanımıza bu problemleri unutturacağını zannetmektedir. 20 yılın sonunda gelip duvara toslayanlar, başlarını iki elinin arasına alıp "biz ne yaptık böyle?" “ Bu hal neyin nesi”, “ bunlar nasıl oldu da başımıza geldi” diye düşünüp, nefis muhasebesi yapacağına, hatalarını telafi etmenin yollarını arayacağına; hâlâ algıyla, boş ve anlamsız tartışma konularıyla ülkeyi yönetmeye çalışmaktadır.
Sayın Erdoğan ve iktidar partisi yöneticileri ve de müttefikleri; tarihi kişilikler ve ortak değerlerimiz üzerinden, yersiz ve gereksiz tartışmalarla toplumu kamplaştırmaya ve kutuplaştırmaya çalışmakta, böylece oy kaybını önleyebileceğini veya gizleyebileceğini zannetmektedir!
Bu sokağın çıkmaz sokak olduğunu bir kez daha hatırlatıyoruz! Bilinmelidir ki bu yanlış yolun sonunda; Cumhurbaşkanı ve ortaklarının iddia ettiği gibi aydınlık bir gelecek, müreffeh bir ülke, kalkınmış bir toplum yok. Bu yolun sonunda, çok daha yüksek enflasyon, altından kalkılamayacak bir enkaz ve onarılamayacak bir hasar var. Vatandaşlarımızın yok edilen umutları var. Bu yolun sonunda Türkiye’ye hayır getirecek hiçbir şey yok! Toplumu kutuplaştırarak, kamplara bölerek, suni gündemler üzerinden birbiriyle tartıştırarak; ülkemizin problemleri çözülmez, aksine her geçen gün daha da derinleşir, kronik hale gelir, kangren olur!
27 Mayıs 1960 ve 29 Mayıs 1453’ten ibret alınmalıdır. İşte Mayıs ayının son günlerine geldik.
2 gün önce 27 Mayıs 1960 Darbesi'nin ve bugün 29 Mayıs 1453 İstanbul'un Fethi'nin yıl dönümleri var.İbret alınacak, önemli dersler çıkarılacak iki tarihi hadise.
.Bu nedenle Saadet Partisi olarak biz, tarihi olaylar ve kişiler üzerinden toplumsal fay hatlarını harekete geçirmek isteyenleri buradan ikaz ediyoruz. Gelin, ne ülkemize ne de insanımıza faydası olmayan bu kısır tartışmaları artık bir kenara bırakın, bunlar ucuz siyasetin araçlarıdır. İktidar olarak ülkemizin-insanımızın problemlerine çözüm bulmaya odaklanın”
Saadet Partisi Zonguldak İl Başkanı Burak Erol, Zonguldak sorunlarıyla ilgili de açıklamasında, “Her basın toplantımızda ve her teşkilat toplantımızda hatırlatacağım , dile getireceğim. İlimizde dar gelirli vatandaşlarımızın ekmeğin tanesinin 4 lira olduğu bir ekonomik ortamda haneleri için ekmek alımına yeterli bir bütçe ayıramadığı gün gibi ortada durmaktadır . İşbu nedenle Zonguldak Merkez Belediyesinin bu hususta örnek bir çalışma ortaya koyarak halk ekmek satışı yapmasını istiyoruz. Sosyal belediyecilik insanların hayatlarına dokunarak yapılır. Vatandaşlarımız ekmek alamayacak duruma gelmiştir” diyerek şunları söyledi:
“İl merkezimizde 19 mahalleye belediyemiz tarafından maalesef halihazırda ulaşım sağlanamıyor . Uzun zamandır bu konuda hüsran içerisindeyiz .Böyle bir örneğin ülkemizde geriye kalan 80 il merkezinde ne duyan var ne gören var . İlklerin şehri olmaya aday iken bu konuda ilk olmak istememiştik . Belediye ulaşım işimiz tam bir öğrenilmiş çaresizliğe dönüşmüştür.
İl merkezimizde riskli yapıların tespitinin ivedi bir şekilde yapılıp , resmi prosedürlerin işletilmesi ve yerlerine daha modern binaların yapılması işleminin planlı ve kapsamlı yürütülmesini istiyoruz .
Altyapı sistemlerimiz ile ilgili genel planlama, programlama, fizibilite, projelendirme, işletme, finansman ihtiyaçlarının belirlenmesi ve bu konularda ciddi çalışmalar yapıldığından şüphelerimiz vardır . Bu çalışmalar ciddi bir biçimde ele alınmış ve kayıt haline getirilmiş ise kamuoyu ile paylaşılmasını arzu ediyoruz”
Başkan Erol’un yaptığı konuşmanın ardından Saadet Partisi Zonguldak İl Başkanlığının Mayıs ayı il divan toplantısı basına kapalı olarak devam etti. (Şaban YILMAZ)