Son dönemde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası(TCMB) reel sektör, finansal sektör temsilcileri ve profesyonellerden oluşan 67 katılımcıyla gerçekleşen 2019 Yılı Ekim/2019 Ayı Enflasyon Bek lenti Anketine göre bir önceki anket döneminde yüzde 1,93 olan ekim ayı TÜFE beklentisi, bu anket döneminde yüzde 1,90'a geri lerken, Kasım ayı TÜFE beklentisi bir önceki anket dönemine gö re gerileyerek yüzde 1,17'den yüzde 1,13'e indi. Cari yıl sonu iti barıyla TÜFE beklentisi önceki anket dönemindeki yüzde 13,96' den ekimde yüzde 12,69'a geriledi. 12 ay sonrası TÜFE beklenti si, yüzde 12,21'den yüzde 11,18'e, 24 ay sonrası TÜFE beklentisi de yüzde 10,17'den yüzde 9,76’ya düştü.Bu arada döviz kurunda ki hareketliliğe bakıldığında;Katılımcıların yıl sonu dolar/TL bek lentisi 5,9954'ten 6,0473'e yükseldi.12 ay sonrası dolar/TL beklen lentisi de önceki döneme göre artışla 6,3470'ten 6,4097'ye çıktı. Ayrıca bir önceki anket döneminde 5,9 milyar dolar olan yıl sonu cari açık beklentisi, 0,9 milyar dolar oldu. 2020 yılı cari açık bek lentisi de bir önceki anket döneminde 16,3 milyar dolardan iken, bu anket döneminde 12,8 milyar dolar olarak gerçekleşti. GSYH 2019 yılı büyüme beklentisi, yüzde 0,01'den yüzde 0,09'a, 2020 yılına ilişkin büyüme beklentisi de yüzde 2,6'dan yüzde 3'e yük seldi.
* * *
TÜİK’in bu kapsamdaki 2019 Yılı Eylül ayına ait yayınladığı enflasyon oranlarını incelediğimizde ise; Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre daha önceki ay olan ağustos ayında Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), ağustosta aylık bazda yüzde 0,86 artarken, Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) yüzde 0,59 düşüş göstermişti. TÜİK’in açıkladığı Eylül/2019 Ayı enflasyon rakamları açısından aylık tüketici enflasyonu yüzde 0,99 olurken yıllık enflasyonoranı ise 9,26 olarak tek haneye indiği şeklinde açıklama yapılmıştı.İTO nun Ağustos/2019 ayı fiyat artışları verilerine baktığımızda; Ağus tos ayında Gıda Harcamaları grubu Tütün,Alkollü ve Alkosüz İçe cekler alt grubunda yer alan Uzun ve Kısa Filtreli Sigaralar yüzde 27,27 ile fiyatı en fazla artış gösteren ürünler olurken,gıda Harca maları grubunda domateste yüzde 7,83 artış, kıvırcık marulda ise yüzde 7,17 artış kaydedilirken; 2019 Ağustos ayındaki diğer gıda harcamaları çerçevesindeki yaş kuru sebze ve meyve grubunda yer alan erik yüzde 26,16 gerileme göstererek fiyatı en fazla aza lan ürün oldu. Fiyatında azalış izlenen diğer ürünler aynı gruptan; yüz de 24,10 ile sivri biber, yüzde 23,84 ile kavun, yüzde 14,79 ile so ğan, yüzde 14,48 ile karpuz ve yüzde 13,60 ile yaş üzüm oldu. Ey lül/2019 Ayındaki gıda kalemlerindeki fiyat hareketliliğine baktığı mızda da; İTO verilerine göre, geçen ay İstanbul'da pera kende fi yatı en fazla artan harcama kalemi yüzde 27,27 ile dolmuş ve mini büs yolcu taşıma ücreti oldu.Eylül 2019'da İstanbul' da perakende fiyatı en fazla artan ve azalan harcama kalemleri in celendiğinde; geçen ay İTO’nun İstanbul Ücretliler Geçinme İn deksi’nde yer alan 242 ürünün 78’inin perakende fiyatı artarken, 35 ürünün fiyatı düştü,129 ürünün fiyatı ise değişmedi.Sebze ve mey ve fiyatlarına bir göz attığımızda ise; fiyatı artan sebzelerden kabak yüzde 22,66 artış izlerken,bunu patlıcan yüzde 21,29 ve desalatalık yüzde 14,12 artışla şeftalide yüzde 11,79 oaranındaki artışlar takip etti.Fiyatında azalış izlenen diğer ürünlerden aynı grup tan, yüzde 17,72 ile doma tes, yüzde 15,36 ile erik, yüzde 12,36 ile tavuk, yüzde 10,02 ile so ğan ve yüzde 6,81 ile armut oldu.
* * *
Şimdi en son bu konudaki yorum yapan uzman görüşlerine yer ver dğiğmizde İbrahim Kahveci;Tek tek ürünlere gelen zamlar üzerin den özellikle TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarını eleştiren İb rahim Kahveci, “İlginç... Hem de çok ilginç”değerlendirmesi ya parken,Son iki yılda gıda sektörünün payı 21,77’den 23,29’a yükselirken paydaki artış oranı yüzde 7,0 olmuştur. Oysa TÜİK hesapları na göre ekmek tüketim harcama oranı 2,2212’den 2,1142’ye gerile miştir. Ekmeğin ağırlık oranı gıda sektöründeki aynı oranda artsay dı 2,1142 yerine 2,2368 olacaktı. Böylece ekmek fiyatındaki son 1 yıllık yüzde 15,33 artış enflasyona 0,324 etki yapmayacak, yerine 0,343 etki yapacaktı. Yani sadece ekmek fiyatındaki ağırlık oyunu nedeniyle yıllık enflasyon 9,262 yerine 9,281 olacaktı.Diğer bir ör nek olan Dana eti, kuzu eti ve tavuk eti. 2017 yılında 3,6278 olan harcama ağırlığı 3,7084’e çıkıyor.Çünkü 2018 yılında yüzde 10,82 fiyat artışı 2019 yılında yerini yüzde 3,68 fiyat artışına bırakıyor. Yani fiyatı çok artan ekmeğin ağırlığı düşerken, mesela fiyatı az ar tan et tüketiminin ağırlığı yükseliyor.Ya da süt: 2018 yılında yüzde 26,83 artan fiyatlar 2019 yılında sadece yüzde 5,65 artıyor.Ama bu na karşılık süt tüketim ağırlığı 2018 yılında 0,6156’dan 2019 yılın da 0,6683’e çıkıyor. Yani birden vatandaşlar 2019 yılında süt tüke timine harcamalarını yüzde 23,4 artırmış oldular. Fiyatı düşen (vey a daha az artan) ürünün enflasyonu etkileme oranı ne hikmetse TÜİK hesabında artış gösteriyor. Ama fiyatı aşırı yükselen ürünün ağırlığı da ne hikmetse düşüveriyor.” Yorumu incelemeye değer.
* * *
Sonuç olarak,gerçekte TÜFE ve Yi-ÜFE enflasyon oranlarınına ait aylık verilerin tespitinde TÜİK’in fiyatı yükselen kalemlerdeki ağır lık oranını düşürüp; fiyatı hiç artmayan ya da durağan olan kalemle rin ağırlık oranlarını arttırmak suretiyle enflasyon oranlarını düşük tutmak pahasına işlem yaptığı yönünde yorumlar var.Diğer bir değer lendirme ise ekonomist Uğur Civelek’ten;”TÜİK, veri alkışı sağ ladığı kurumları tanzim satış noktalarına destek amaçlı belirlediği kurumlardan alıyor. Veri toplama personeli belirledikleri bu market kurumlarına giderek burada normal vatandaşın aldığı etiketin dışın da, halin bile altına varan fiyatları endeks olarak alıyor.Bu da enf lasyonu düşmüş gibi gösterip vatandaşın gözünü boyuyorlar.”şek linde yorum yapıyor. Şu anda tüm piyasaların olmazsa olmaz babın da çok ihtiyaç bulunan güven olgu sunu erozyona uğratacağına,ak sine bir yaklaşımla piyasalara tam bir şekilde güven verebilmek için öncelikle enflasyon sepetini yeni den düzenleme yoluna giderek sepette yer alan tüm kalemlerin ağır lıklarını uluslararası standarlar da sabit tutarak aylık enflasyon hesa bını yapması gerekmektedir. Yoksa tam aksina bu şartlarda açıklanan verilerin sağlıklı olmama sı piya salardaki fiyat istikrarını çok olumsuz olarak etkilediği gibi yaratı lan bu güvensizlik enflasyonun reel anlamda daha da yüksel mesine istenmayan bir zemin oluşturması kaçınılmaz olacaktır.En basiti sa dece küçük bir tüketim maddesi olan bir kalem ürünün 1,00 TL.den satılırken bir anda 1,50 TL.gibi fiyatla satılması gibi bir durum olu şur ki süreğenleşen bu tür fiyat artışlarının doğrudan domino taşı etkisine yol açarak geniş yelpazeye yayılmasına neden olunduğunda tüm umutlarla enflasyondaki hedeflenen oranın reel anlamda temi ni de bir başka bahara kalır.