8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar gününde Saray'da Cumhurbaşkanı bir konuşma yaptı.
Yaptığı konuşmaya başta Türk Tabipleri Birliği olmak üzere birçok çevreden tepki yağdı.
Mustafa Kemal Atatürk 'ün "Beni Türk hekimlerine emanet edin" düşüncesinden. "Giderlerse gitsinler'" söylemi çok kırıcı ve değersizleştirmeye yönelik sözlerdir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sözleri şöyleydi;
."Son zamanlarda bir şey daha çıktı, hastanelerde şöyle böyle oluyor diye. Bakın hatalarımız olabilir. Bu devasa şehir hastanelerini yapanlar kim? Doktorlar az para aldığı için ayrılıyorlar, değerli kardeşlerim, samimi konuşuyorum. Dost acı söyler ama gerçeği söyler. Bu hastaneleri inşa eden biziz. Bu doktorları okutan, yetiştiren bu devlet değil mi? Ee? Bu devlet sizi okuttu, yetiştirdi, en çok maliyeti yüksek olan da sağlıktır. Ama şimdi az para veriyormuş. Sordum en az alan ne alıyordur? 8 bin 9 bin, en yüksek alan 25 bin civarında. Buna rağmen özel sektör çok daha yüksek verdiği için oralara kaçıp gidiyorlar mı? Açık konuşuyorum, açık konuşmayı severim. Varsın gidiyorlarsa gitsinler. Bizler de üniversiteleri yeni bitiren doktorlarımızı buralarda istihdam ederiz, buralarda onlarla devam ederiz. Gerekirse yurtdışından ülkemize dönmek isteyenleri süratle davet ederiz. Buralar boş kalmaz, merak etmeyin. Doktorluk gibi bir aziz mesleği oraya dayamak herhalde pek de insani değildir.”
Yanlışlarla dolu bir konuşma.
Öncelikle doktorluk mesleğinin çok özel mesleklerden olduğunu düşünüyorum.
İnsan sağlığının korunmasından, kurtulmasına canla başla çalışan hekimlerimiz kolay yetişmiyor. Ana amacı can kurtarmak, canı korumak.
Denildiği gibi Tıp fakültelerinde yada diğer üniversitelerde devletin öğrenci okutması söz konusu değildir.
Kyk bursları ve yurtları var bunlarda sınırlı ve geri ödemeli.
Buda deve de kulak diyelim.
Bunun dışında yıllarca birçok zorluk ve sıkıntıyla okulunun bitirip emek vermiş dalında uzmanlaşmış tecrübe kazanmış hekimlerimizi bu sözlerle kırmak yerine;
Hekimlerimiz neden gidiyor?
Nerde yanlış yapılıyor?
Sorunları dinleyelim çözüm bulalım.olmalı...
Sağlık alanında hastanelerdeki eksiklikler ve sağlık çalışanlarına yapılan şiddete çözüm bulun mesela...
İstanbul Tabip Odası Başkanı Pınar Saip
Yurt dışına gitmek için kendilerine başvuran hekim sayısında çok yüksek bir artış olduğunu 1500 genç hekim yurtdışına gittiğini ve son 2 yılda da kamu hastanelerinden ayrılan hekimlerinin sayısının ise 9 bin olduğunu söyledi.
Pınar Saip
En son derdimiz para”
Doktorların tek talebinin ücretler olmadığını, sağlıkta şiddetin arttığını ve sağlık sisteminde de sorunlar olduğunu ifade eden Saip, "Yaşamak için asgari ücrete ihtiyacımız var. Ama asıl derdimiz o değil. Halk sağlığı açısından 5 dakikada hasta bakmak uygun değil, sağlıkta şiddetin son bulması lazım. Bir günde 100 hastaya bakmamız imkansız. İyi hekimlik yapabileceğimiz, güvenli ortamda çalışabileceğimiz bir iş ortamı istiyoruz" dedi.
Küçük bir araştırmayla dünyadaki doktor ücretlerine baktım.
Yaşam kalitesini artırmak ve mesleklerini daha düzgün şartlarda yapmak için gitmek isteyen hekimleri de hiç kimse eleştiremez heralde...
DANİMARKA: 155 bin Euro
ALMANYA: 79 bin Euro
FRANSA: 70 bin 900 Euro
İNGİLTERE: 100 bin 200 Euro
HOLLANDA: 105 bin 400 Euro
İSVİÇRE: 190 bin 200 Euro
ABD: 185 bin Euro
Başhekim ya da yönetici pozisyonunda bu rakamlar ortalama ikiye katlanıyor. Asistan ya da işe yeni başlamış doktorların en az yıllık geliri ise 50 bin Euro civarında...
Hepimiz biliyoruz ki hekimler hep kalıcı, siyasiler ve özellikle görevini hakkıyla yapamayan siyasiler gidiciler..
Yorum sizin...