Kısa bir aradan sonra yazılarımla yeniden siz değerli şafak gazetesi okurlarıyla birlikteyim.

Bazen ülke gündemi, bazen şehrimizin ve bazen de hayata dair...

Gönül ister ki hep güzellikleri konuşup yazalım.

Ama maalesef dünyada ve ülkemizde de işler hiç yolunda gitmiyor.

Dünya genelinde ve ülke olarak kötü günlerden geçiyoruz.

Covid salgını, ekonomik kriz derken birde bunlara savaş eklendi.

Zaten ekonomik krizle mücadele ederken savaş nedeniyle artan petrol ve buğday fiyatları ekonomik krizin boyutunu daha da artırıyor

24 Şubat 2022 tarihinde Rusya'nın Ukrayna 'ya füze ve hava saldırılarıyla bu savaş resmen başladı.

Rusya savaşının eski bir Sovyetler Birliği ülkesi olan Ukrayna'nın arası, Kiev yönetiminin Avrupa Birliği (AB) ile yakınlaşması üzerine açıldı.

Rusya bu yakınlaşmayı haklı olarak tehlike gördü.

Ukrayna'nın NATO'ya üye olması durumunda ABD ve NATO ülkeleri burada üst kurabilir ve Rusya'yı işgal edebilirler.

Yani Ukrayna'nın NATO üyeliği Rusya için büyük bir tehdit ve güvenlik sorunu oluşturur.

Tabi bu Rusya' nın haklı olduğunu göstermez. Savaşın haklı gösterilecek bir yanı hiç bir zaman yoktur.

Çünkü savaşın kaybedeni her zaman masum çocuklar, kadınlar, siviller olmuştur.

Kazananı da bu savaşlardan çıkar sağlayan silah satıcısı zenginler, emperyalist güçler olmuştur.

Ve bu savaşın 3.Dünya savaşı olma ihtimalleri konuşuluyor .

Rus ordusunun envanterinde yaklaşık 6 bin Nükleer Silah başlığının olduğunu ve bazı kaynaklara göre; ABD ve AB ülkelerinin elinde de 6 bine yakın nükleer silah olduğu söyleniyor.

Bunlardan 5 bin 428'inin ABD, 290'ının Fransa, 225'inin de İngiltere'nin elinde olduğu tahmin ediliyor.

Putin'in, Savunma Bakanı Sergey Şoygu ve Genelkurmay Başkanı Valeriy Gerasimov ile görüşmesi sonrası, Rus ordusunun nükleer silahlar ve hipersonik füzeleri kapsayan caydırıcı güçlerinin 'özel savaş durumuna' geçirilmesi talimatını verdiğide biliniyor.

Nükleer silahların kullanılmasının durumunda yaratacağı tahribat ve yok oluşların düşüncesi bile ürkütücü...

Bu savaşta Türkiye'nin önemi büyük ve tarafsızlığını koruması doğru bir yaklaşım bana göre.

Ancak TBMM toplanıp tüm partilerin katılımının olduğu Türkiye 'nin çıkarlarının önde tutulduğu bir toplantı haberi duymak isterdim kendi adıma.

Rusya Ukrayna savaşıyla birlikte Montrö antlaşmasının Türkiye'nin güvenliği için ne kadar büyük bir öneme sahip olduğunu ve Büyük lider ebedî komutan Atatürk 'ün ileri görüşlülüğünün hala ülkemizi nasıl koruduğunu görüyoruz.

Montrö Boğazlar Sözleşmesi, 1936'da imzalanan ve Türkiye'ye İstanbul ve Çanakkale boğazları üzerinde kontrol ve savaş gemilerinin geçişini düzenleme hakkı veren uluslararası sözleşmedir. Sözleşme, Türkiye'ye Boğazlar üzerinde tam kontrol hakkı verir ve barış zamanı sivil gemilerin özgürce geçişini garantiler.

Temennimiz iki tarafın masada yapılan görüşmelerden barışla çıkmalarıdır...

Artık hiç bir masum insan ve çocuk ölmesin.

Ne Ukrayna'da ne Rusya'da ne Suriye'de ne Filistin'de...

BARIŞ İÇİN ÇOK SAYIDA AKILLI İNSAN GEREKİR, ANCAK SAVAŞ İÇİN TEK BİR APTAL YETERLİDİR.

YUVAL NOAH HARARİ