Yokluğunda dilim esir, dalgası kırık bir deniz gibiyim.
Aç kollarını, hüznü sil güzeller güzeli şehir
Sersefil olmadan son güneş
Topla kırılan parçalarımı, kucakla beni
Mayıs gibi, sevda gibi, aşk gibi…
( Suna Doğanay)
★★★
Mayıs gibiyim bugünlerde, bir yanım güneşe dönük bir yanım soğuk alabildiğine.
Her mevsim güzel olsa da mevsimlerin en güzelinin “bahar” olduğu kesindir.
Her bahar neşedir, huzurdur, keyiftir.
Toprağın ve suyun güneşle ve hasretle yeniden buluşmasıdır.
Bahar bir bayram, bir uyanış, bir mucize, bir çılgınlık, olmayacak gibi duran bir şeyin oluşu…
Kuş, papatya, gelincik, çayır, çimen, ağaç, çiçek, mimoza, zakkum, su sesi…
Meyve dalları, ağaçlar ve kır çiçekleri…
Sabah erken saatlerde dallarında ötüşen kuş sesleri arasında renk/renk ağaçları izlemek ve bahara hoş geldin demek bir başka keyif verir insana.
★★★
Bahar, tabiat ananın, doğanın ve her türlü canlının yeniden canlanması ve yenilenmesi demektir.
Biz insanoğlu da öyleyiz ve baharla yenileniriz.
Çiçeği, böceği, hayvanları ve insanları ile tabiat ana bir bütündür ve el ele bahara hoş geldin demektedir.
Her gün yeniden doğmuş gibi hissetmek için yılın en güzel zamanları olan mayıs ayını dolu, dolu yaşamak gerekliymiş.
Güzelliklerin göze daha da güzel geldiği aydır mayıs ayı.
Maviler daha mavi, sarılar daha sarı, güneş daha parlak ve hayat daha da fazla yaşanılası…
Meğer tüm hayat enerjisinin nedeni güzel bir mayıs ayıymış.
Sevgiyle kalın!