Teknolojinin önüne geçilemiyor, teknolojik gelişmenin yani… Bunu ilk olarak rahmetli Turgut Özal “teknolojinin önüne geçemezsiniz” diyerek dile getirmişti ve “walkie-talkie” denilen halk bandı telsiz iletişimini serbest bırakmıştı. Batı ülkelerinden en azından 20-30 yıl sonra. Şaşırmıştık bu ülkenin vatandaşları olarak, nasıl olurdu telsizle konuşmak, casusluk sayılmaz mıydı? Üstünde döviz yakalananın bile içeri atıldığı o günlerde telsizin serbest bırakılması büyük bir olaydı.
Sonra çağrı cihazları, araç telefonları, cep telefonları filan çıktı; internet olayı beynimizin alamayacağı kadar kapasiteli olarak önümüze geldi.
Ufkumuz genişledi…
Bilim ve teknolojide çağ atlamayı tabii ki her kafa kaldıramadı! Örümcek ağıyla kaplanmış beyinler o günden bu yana zamanı geri döndürmek için ellerinden geleni yapıyorlar, ama gelişimin ve teknolojinin önünün kesilemeyeceğini hala anlayamıyorlar. Kafalarına taktıkları aksesuarlar beyinlere oksijen gitmemesine neden oluyor ve sonunda da karşımıza zeka seviyesi bu nedenle normalin altında kalmış bir takım varlıklar çıkıyor.
Her neyse;
Şimdi bir de yapay zeka çıktı!..
Bu kavramı herkesin anlayıp uygulayabilmesini bekleyemeyiz, çünkü bu özelliği tam olarak öğrenmek için normal insan beyninin biraz bilimsel çalışması gerekiyor. Semavi düşüncelerle kafanızı meşgul ederseniz, yeni teknolojiye de yabancı kalırsınız.
İşte bu yapay zeka denen olayı iyi kavrayabilmek için insanda biraz da kıvrak zeka olması gerekir. Bu zeka türü de öyle herkese nasip olmuyor.
Kıvrak zekayı en son geçtiğimiz ay tüm ülkede düzenlenen ve ünü tüm dünyayı saran, gençliğin büyük bir özveriyle katılıp destek verdiği protesto eylemlerinde gördük. Bir “pikaçu” vurgulaması tüm dünyaya dalga dalga yayıldı ve ülkemizdeki bazı yanlış uygulamaların tanınmasına neden oldu. Hatta bunu gören başka ülkeler meydanlara kendi pikaçularını çıkartmaya başladılar.
Gençliğin bu kıvrak zeka örneğini kendi beyin melekelerinin yeterli çalışmaması sonucu doğru dürüst algılayamayıp eleştirenlerde olmadı değil; örneğin yandaş kanalların birine çıkan kelli felli bir adam tuttu “pikaçu bir soytarıdır, bunun peşinden gidenler de soytarıdır, Türk gençliğinin Pikaçu’nun peşinden değil mehter takımının veya yeniçeri tiplemesinin ardından gitmesi gerekir” diyerek zeka düzeyini “geri zekalı” olarak tescil ettirdi.
Yaranacak ya tosuncuk,
Pikaçu’yu alet etti!..
Evet;
Geri zekalılar her yerde…
Burada da var!
Örneğin;
Geçtiğimiz Ramazan ayında mahallesindeki garibanlara gıda kolisi göndermek için isim adres isteyen yardımseverlere “ben garibim, bana verin” diyen muhtarların olduğu Zonguldak’ta da var!