Son dönemde TL’nin dolara karşı değer kaybıyla ortaya çıkan maliyet enflasyonuna eklenen küresel emtia fiyatlarındaki artış; reel sektörün fiyatlama davranışlarına yansımaya başladı. Merkez Bankası’nın (TCMB) İktisadi Yönelim Anketi’nde mayıs ayı verileri şirketlerin satış fiyatlarındaki artış eğiliminin 2008’den bu yana en yüksek seviyede olduğunu gösterdi. Söz konusu ankete göre gelecek 3 ayda şirketlerin satış fiyatlarında artış beklentisi yüzde 43.2 olarak gerçekleşti. Böylelikle ankette ortaya konan bu beklenti 2008 Nisan ayından (%44.3) bu yana en yüksek seviyeye çıktı. Şirketlerin yanıtlarına bakıldığında gelecek 3 ayda birim maliyet artışı bekleyenlerin oranı 2020 Mart ayında ulaştığı noktada % 55.80’lik rekor seviyeye yaklaşarak % 55.40’a çıktı.Anket sonuçlarını değerlendiren ekonomist Dr. Murat Kubilay, TL’nin yabancı paralara karşı istikrar kazanamayacağına dair beklentilerin, ÜFE’nin düşerek TÜFE’ye yakınsamasından çok TÜFE’nin artarak ÜFE’ye yakınsayacağı beklentisine neden olduğunu söyledi. 2020 Nisan ayında yıllık yüzde 6.71 olan yurtiçi üretici fiyatları (ÜFE) da bu yıl yüzde 35.17 seviyesine geldi. Söz konusu dönemlerde tüketici fiyatları (TÜFE) ise %10.94’den %17.14’eyükseldi.Kubilay’a göre hem dış gelişmeler hem de içerdeki beklentiler 1 yıldır yeni normal haline gelen zam yağmurunun önümüzdeki dönemde de devam edeceğine işaret ediyor. İç üretimin yetersiz kalması ve TL’de istikrarın sağlanamaması Türkiye’nin yurtdışındaki fiyat artışlarından kendisini ayırmasını imkânsız kılıyor.
* * *
Gerçekte enflasyondaki hareketlenemeye bakılırsa; bahse konu yeni normal olarak tanımlanan enflasyon bir taraftan kur şokları ile yükselirken, diğer taraftan yansımalı şekilde maliyet enflasyonu ve yurt dışı ithalat bazlı enflasyon şeklinde kendini gösterdiği görülü yor. Bu arada gittikçe daha da yükselen enflasyon karşısında TL ye rine dövizle parasının değerini korumaya çalışan birikim sahipleri nin zaman içinde yatırımlarını döviz kuru üzerinden değerlendirmek istemeleri sonucu yanında dolarizasyonsaikinin tekrar günde me oturması da beklenmeyen bir durum değil. Hal böyle iken ayrı ca petrol fiyatları, yatırımcıların İran'ın petrol piyasalarına erken döneceğine ilişkin beklentilerinin azalmasıyla, Brent petrolün varil fiyatı spot piyasalarda 68 doların üzerine tırmandı.ABD Merkez Bankası'nın (Fed) açıklamasının yatırımcıları yatıştırmasıyla risk iştahının güçlenmesinin etkisiyle hafif geri çekilen altın fiyatları ise yatay hareket ediyor. Bu kapsamda emtia piyasalarındaki spot işlemlerdeki pozisyona bir göz attığımızda ;
Brent petrol yüzde 0.10 artışla 68.44 dolar,
- Batı Teksas yüzde 0.08 artışla 66.03 dolar,
- altın yüzde bir göz attığımızda0.18 düşüşle 1,877.66 dolar,
- gümüş yüzde 0.69 düşüşle 27.58 dolar,
- bakır yüzde 0.83 artışla 9,983.00 dolar,
- platin yüzde 0.01 artışla 1,179.23 dolar,
- paladyum yüzde 0.46 artışla 2,748.33 dolar düzeyindeydi.
- İç piyasada, gram altın 507 lira, çeyrek altın 833 lira, Cumhuriyet altını da 3,322 liradan satıldı.İran ve ABD görüşmeleri devam ederken İran Cumhurbaşkanı Çin Devlet başkanı ile petrol ihracatı ile ilgili görüşme gerçekleştirdi. ABD’deki petrol sondaj kulesi sayısı bir önceki haftaya göre 4 artarak toplamda 356’ya yükseldi. Son bir yıldaki artış 119’u buldu.
* * *
Sonuç olarak, küresel Covid-19 pandemi vakalarının ekonomiye getirdiği yük de dahil edildiğinde finansal kırılganlığın da geldiği noktada bütün bunlar yetmiyormuş gibi bir de yüksek enflasyonun soruna dahil edilmesi durumu daha da zorlaştırıyor. Bunun yanı sıra içsel ve dışsal değişkenlerden jeostratejik ve jeopolitik unsurlar da devreye girdiğinde sıkıntı oldukça büyük.Önümüzdeki ay14-15 Haziran’da gerçekleşecek Erdoğan-Biden zirvesi öncesi iki devlet arasında ilişkiler limoni. İsrail’in Filistine düzenlediği son saldırı, Erdoğan’ın Netanyahu ve Biden’ı ağır bir dille eleştirmesi sonucunu doğurdu. Beyaz Saray da aynı sertlikte karşılık vedi. ABD Dışişleri Bakanı AntonyBlinken Orta Doğu gezisinde Türkiye’yi es geçiyor. Fakat, halihazırda üst düzey bir Dışişleri Bakanlığı yetkilisi, WendySherman zirve öncesi temaslarda bulunmak üzere Ankara’da.Türkiye’yi tanıyan yatırımcılar 14-15 Haziran zirvesinin önemini kavrıyorolmalı.Eğer iki lider S-400ler ve Kuzey Doğu Suriye konularında eğer anlaşamazsa, ABD’den ek CAATSA yaptırımları da devreye girebilir.Diğer bir muhtemel durum ise Türk mali varlıklarında yeni bir çalkantı dönemi başladı.Bu çalkantı en erken Erdoğan-Biden zirvesinde ya uzlaşmayla biter. Ya da uzlaşma değil, yaptırıma yönelik bir süreç başlarsa, gözler iç siyasete dikilir. Erken seçime yönelik tüm işaretler de bu arada ortaya çıkar.Bütün bu bileşenleri dikkate aldığımızda; gelecekteki enflasyon artışının dur durak bilmeden reel olarak sonraki aylara yansıması da galiba kaçınılmaz olacak.