Öncelikle devlet ve hükümet aynı şey değildir.
Bunu belirtmek isterim.
Yani hükümetler, başkanlar, siyasiler geçicidir.
Milletin oylarıyla seçilirler ve kurulur.
Hükümetin yada seçilenleri eleştirmek yanlışlarını söylemek suç değildir.
Türkiye Cumhuriyeti'nde yaşayan her Türk vatandaşı devletini sever ve bağlıdır.
Siyasi kimliğinden dolayı yada Hükümetin eleştirdiği için suçlu, fetöcü yada vatan haini değildir.
Hükümetler başkanlar, siyasiler hepsi geçicidir.
Esas olan devlettir ve daimidir.
Hala bunun bilincine varılamadı maalesef.
Ülkemizde yalanı yanlışı görmeden takım tutar gibi siyasi parti yada lider desteklemek şu an içinde bulunduğumuz ekonomik krizin en büyük sebeplerindendir.
Ekonomik kriz mi? Ekonomik kurtuluş savaşı mı?
Ekonomik kurtuluş savaşı sadece bir kelime oyunudur bana göre.
Bunun bilinen adı ekonomik krizdir.
Eğer ortada bir savaş varsa o da halkın geçim savaşıdır.
Ve bu savaşta ağır yaralanan enflasyon karşısında ezilen halkımızdır.
Halkın günden güne düşen alım gücü karşısında durumu düzeltmek için yapılan bişey yok.
Her şeyin vergisini veriyoruz.
Ülkede satılmayan fabrika kalmadı.
Peki nerde bu paralar.
Neden her şeyiyle zengin bir ülkede halk fakirlikle mücadele ediyor.
Bu zor günlerden geçerken neler yapılıyor.
Faiz indiriliyor.
Döviz ve altında rekor yükselişler yaşanıyor. Hazine ve maliye bakanı görevden alınıyor.
Yerine ekonomide uzman biri yerine, ekonomiyle ilgisi olmayan bir isim getiriliyor.
Bol bol zam yapılıyor.
Birde son çare ilişkilerin kötü olduğu BAE ara düzeltiliyor.
10 Milyar dolarlık anlaşmalar imzalanıyor.
Karşılığında ne verildi ne alındı!
Anlaşmanın ayrıntılarını bilmiyoruz ama bu topraklar kolay kazanılmadı.
Ayrıca BAE ile yapılan görüşmelerden sonra Sedat Peker 'den de haber alınamıyor...
Sedat Peker konusu da konuşulması gereken ayrı ve önemli bir konu...
Ekonomisi zayıf bir ulus, yoksulluktan ve düşkünlükten kurtulamaz; güçlü bir uygarlığa, kalkınma ve mutluluğa kavuşamaz; toplumsal ve siyasal yıkımlardan kaçamaz.
Atatürk