Global anlamda bir tarafta gittikçe ilerliyerek derinleşen resesyon (durgunluk) diğer tarafta ise küresel çapta pandemi ilan edilen koronovirüsü vakaları ve bu salgının gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin iktisadi açıdan gerileme pozisyonuna girmesi yaında belirsizliğin de artması sebebiyle yatırımlar açısından herkesin sabit getirili güvenli liman arayışına girmesi karşısında; dolar kuru neredeyse en fazla talep gören bir araç durumuna geldi. Bu yönde bazı risklerin olası etkilerini hafifletmek üzere açıklanan çek ödeme destek kredisi       ile destek kredisi paketi yanında ekonomik istikrar kalkanı ile istikrar paketlerine ek olarak devamı şeklinde gelecek paketler belki sıkıntıyı bir ölçüde   hafifletebilirse de bu oldukça sınırlı bir rahatlama    getirir.Çünkü Garanti BBVA Genel Müdürü Recep Baştuğ,önümüzde nakit akışlarımızı öngöremedi ğimiz, ne olacağını bilemediğimiz birkaç aylık dönem bulunduğunu, nisan ayında çok ciddi nakit akışı problemi olacağını söylemesi bir takım olası sıkıntılara işaret ediyor.

                         *       *       *

Burada en rahatlatıcı konu; Recep Baştuğ’a göre; “Bankacılığın şu anki konumu, sermaye gücü, her sektöre yetecek durumda; alınan ekonomik kararları çok müspet buluyoruz.”şeklindeki yorumu.Baştuğ ayrıca;” Hatta bazı firmaların ihtiyaçları eğer bu kararlarda belirtilenlerden daha ötesinde aksiyon almayı gerektiriyorsa bankaların bunu alacak durumları da var.”şeklindeki değerlendirmesi yanında  “Nisan ayı ile beraber likidite amaçlı (kurumsal/ticari) yüksek kredi talebi olacak, bu talebin de süreç (corona virüsü) sonlanana kadar devam edeceğini düşünüyorum.” Yorumu ise oldukça düşündürücü      Nedeni ise içinde bulunduğumuz finansal kırılganlık kapsamında görünen Türkiye CDS 5 Yıllık USD (TRGV5YUSAC=R) Risk Priminin 540,50 0,06 -0,01% civarındaolması sebebiyle yüksek faizle daha fazla borçlanmamak adına bu açmazın ancak ve ancakTCMB tarafından açık finasmana başvurularak 

mı karşılanacağı? sorusunu sormak gerekiyor

                         *       *       *

Türkiye’nin halihazırdaki iktisadi tablosu dikkate alındığında; Bireysel tarafta hem konut, hem oto, hem tüketici kredilerinde talep yüzde 50 üzerinde düşüş

göstermeye başladı; kredi kartı harcamalarında ise yüzde 30 üzeri düşüş gözüküyor. MÜSİAD

himayesinde derlenen SAMEKS imalat sanayi ve hizmetler aktivite anketi işdünyasının aylık olarak nabzını tutuyor. 50 ve üstünde değerler, üretimin arttığı, ya da artacağı anlamını taşıyor. Mart ayında SAMEKS bileşik endeksinde Covid-19 salgınının ilk etkilerini gözledik. Sonuçlar hiç iç açıcı değil. 2020 yılı Mart ayında mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış SAMEKS Bileşik Endeksi, bir önceki aya göre 10,2 puan azalarak 40,3 değerine geriledi. Konuyla ilgili yapılan açıklamada;”hizmet sektöründe gözlenen azalışta girdi alımlarının, sanayi sektöründe gözlenen azalışta ise yani siparişlerin hızlı bir şekilde ivme kaybetmesi belirleyici olmuştur.Bu gelişmelere bağlı olarak hizmet sektörüne yönelik iş hacmi,sanayi sektörüne yönelik olarak üretim alt endekslerinde sert düşüşler meydana gelmiştir. Böylece Ocak 2013 döneminden itibaren hesaplanan SAMEKS Bileşik Endeksi koronavirüs salgınının reel sektör üzerindeki daraltıcı etkisi sebebiyle, tarihinin en düşük seviyesine gerilemiştir.”deniliyor.

                         *       *       *

Sonuç olarak,maruz kalınan küresel resesyon ve global koronovirüs pandemisinin geldiği noktada ilk   şart doğrudan krize yol açan iki önemli etkenin ne zaman ortadan kalkacağı konusu ve bu yöndeki tarihin belirlenmesi ihtiyacının giderilmesi.Bu arada da işin diğer bir ciddi yanı ise gıdaların üretiminde tarım ve hayvancılık sektörlerinde ortaya çıkan sıkıntılar nedeniyle arz-talep dengesizliği makasının     zamanla biraz daha açılması konusu.Çözüm ise belli; çiftçilerimizin tarım ürünlerini üretebileceği imkanı olanakların güçlendirilmesi ve tüketicilerimizin de bu gıdalara uygun fiyatta sürdürülebilir bir şekilde ulaşmasının sağlanmasıdır.Şu anda bu yöndeki muğlaklığın gerekli önlemler alınarak giderilmesi büyük önem atşıyor.Arkadan gelen diğer önemli bir sorun ise işsizlik olgusunun gittikçe zaman içinde daha da artması.Belli ki bu olumsuzluk mevcut talebi bir taraftan derinleştirerek daraltırken resesyon sonrası staflasyona(durgunluk içinde enflasyon) gidişi   belli ki hızlandıracak. Bu sorunların bütünüyle ortadan kaldırılmasında ise tek alternatif ortak akıl ve kararlılık göstermek.