Yazıma Nazım Hikmet Ran’ın Davet şiirinde dile getirdiği “…Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine” başlamak istedim. Ne güzel dile getirmiş ünlü yazarımız.
Son yılların en büyük orman yangınlarını yaşıyoruz.
Orman yangınlarını seyrederken içim cız ediyor.
Sadece ağaçlar yanmıyor. Canlılarda yanıyor.
Kuşlar, kaplumbağalar, ceylanlar, börtü böcekler…
Manzara kötü, geriye kömürleşmiş ormanlık alandaki ağaç iskeleti ve yanmış hayvanlar kalıyor.
Ciğerimiz yanıyor!
Ormanlarımız cayır cayır yanarken...
Yangın uçaklarımız kullanılmıyor.
Orman Bakanımız Bekir Pakdemirli açıklama yapıyor.
Türk Hava Kurumu’nun elindeki uçakları kötülüyor.
6 uçaktan 3’ünün hiç çalışmadığını, 3’ünün de yağ damlattığını ve güvenli olmadığını söylüyor.
Ardından da “Kullanırım diyen varsa buyursun kullansın ”diyerek, Türkiye’nin elindeki yangın söndürme uçaklarının yetersizliğinden söz ediyor.
İzmir milletvekili Atilla Sertel ve Mehmet Ali Çelebi, bunun doğru olmadığını, THK uçaklarının 2016’da gayet başarılı olarak yangınlara müdahale ettiğini, uçakların çalışır durumda olduğunu, ayrıca TSK’nin de elinde uçmaya hazır yangın uçakları filosu olduğunu söylüyor.
Mehmet Ali Çelebi, “…pilotunuz yoksa ben varım, diye göreve hazır olduğunu beyan ediyor!”
O zaman akılar bulanıyor!
Bu iş rant için mi?
Bu kadar ormanlık alanlarımız küle dönüşüyor.
*****
Orman Bakanımız Bekir Pakdemirli geçen yıl Yunanistan’da orman yangınları çıktığında şöyle bir açıklama yapmıştı:
“Elimizde yangın söndürme uçaklarımız var... Yunanistan isterse hemen göndeririz”.
Yunanistan’a uçak var da İzmir’e gelince uçaklar kötü kullanılamaz durumda mı?
Orman yangınlarına acil ve etkili müdahale bekliyordu.
İzmir’e uçakla müdahale için bütün ormanların yanarak bitmesi mi bekleniyor?
Orman yangınında eğer helikopter kullanmak yerine uçakla müdahale edilseydi. Yangın kısa sürede önlenirdi.
Neden diyeceksiniz?
Çünkü uçaklar yangın bölgesine daha hızlı ulaşır. Ve helikoptere göre 3 kat daha su yükleyebilir…
Geçmiş yıllarda uçakla müdahale edilen yangınlar kısa sürede söndürülmüştü…
Sevgiyle kalın!
“Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine” demiş sevgili şair Nazım Hikmet Ran.
DAVET
Dörtnala gelip Uzak Asya'dan
Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan
bu memleket, bizim.
Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak
ve ipek bir halıya benzeyen toprak,
bu cehennem, bu cennet bizim.
Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın,
yok edin insanın insana kulluğunu,
bu dâvet bizim....
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
ve bir orman gibi kardeşçesine,
bu hasret bizim...
Nazım Hikmet Ran