Ne yazık ki Zonguldak koyduğumuz yerde otluyor, her geçen gün daha geri gidiyoruz, burada yaşayan insanlar insanca yaşamanın ne olduğunu unutmuşa benziyorlar.

Bu kent hiçbir yönden gelişmemiş, gelişme öneren fikirlere kapalı, adam yeme mekanizması çok iyi çalışan ve bu nedenle de adam çıkaramayan bir kent. Var esasında, neler var neler de; bunları lanse edecek zihniyet yok. Nerede yeteneksiz, beceriksiz, kafası basmayan biri varsa geliyor koltuğa talip oluyor, üç beş de adam doyurup ahkâm kesmeye başlıyor.

Bu kadar ucuz işte!

Karadeniz’in incisiydik, Samsun’dan sonra ikincisiydik;

Ne oldu?

Bırakın illeri, Karadeniz’in ilçeleri ve hatta bazı beldeleri bile Zonguldak’ı solladı…

Ekonomide dibi gördük,

Yatırımlarda da öyle,

Özel sektör sıfır,

İşsizlik şaha kalktı,

Kömürden geçim hayal oldu!

Demiryolu ulaşımında en uzun mesafe Karabük civarı, Ankara anılarda kaldı…

Denizyolu ulaşımı da liman içi sandal gezisiyle sınırlı, neydi o eskiden İstanbul’dan kalkıp Zonguldak’a da uğrayan ve Karadeniz’deki limanlara da gire çıka Hopalara kadar gidip gelen gemiler,  neredeler?

Haaa; havaalanımız var, var da öyle her yere her canın istediği günde uçmak yok, örneğin İzmir yok, Antalya yok, Trabzon-Rize yok…

Üniversitemiz olmasa ne kadar bakkal, çakkal, giyim kuşamcı varsa hepsi topu dikecek, yalan mı? Yine bu üniversite olmasa kara çarşaflara bürüneceğiz, liselileri kapkara yaptık, ilkokullara da eski günlerdeki gibi karalar bağlatacağız…

İster inanın ister inanmayın, Zonguldak’ı bilmeyenler ve görmeyenler için konuşuyorum, tüm Karadeniz sahilinde görülmeyen, Ege ve Akdeniz sahillerinde ilkellik ve çağdışılık sayılan plajlardaki kadın günleri burada var, evet maalesef var; sanki plaj değil de hamam işletmesi!

Üye işçi sayısının her geçen gün düşmesine rağmen başarısı derecesi söz konusu olduğunda laf söyletmeyen sendika da burada… Sendika bizim sendikamız,  başka da yok ama belgesel çekme işini Zonguldak’ın kültür ile ilgilenen devlet dairesi ile üniversitesine bıraksaydı daha iyi olurdu kanısındayız. Çünkü bu türden aranjmanlar kültürel ufku geniş iyi metin yazarlığı ve yazarları, işi bilen rejisör veya yönetmenler ile işten anlayan finansörler ister…

Eveeeet;

Dedik ya burası ileri gitmiyor, işimiz gücümüz Mersin’e değil tersine, halkla bütünleşmesi gereken CHP’si bile halkın en basit bir isteğini özel kaprisler uğruna geri çevirebiliyor ve halk nezdinde sempati yitirebiliyor, örneğin bir Halil Güngördü olayı. Geçtiğimiz günlerde rahmetli olan halkın taptığı ve unutmadığıRiva Halilyakın geçmişte kör gözüyle iki kez Zonguldak’a geldi, bu halk da“Halil abimizin ismini bir yere verelimartık…” diye defalarca mesaj yolladı, ama“gelsin boyunu bosunu görelim,  başvurusunu alalım…” yanıtını verdiler, sonra da dalga geçer gibi “Eylül meclisinde karara bağlayacağız” resmi yanıtını verip işi ayıp kavramının bir başka boyutuna taşıdılar…

Yazıklar olsun!

Keser ve sapın, hesap ile ilintili birlikteliğini elbet bir gün hatırlatır size bu takmadığınız halk…

Uzatmayalım;

Zonguldak’ın makus talihi ve kaderi belli başlı bazı tiplerle aşılamıyor, iktidar vekilleri parmaklarıyla bir yerleri işaret eden pozlar verip boy boy foto çektiriyorlar, “ben yaptım, yaptırdım” ayaklarına yatıyorlar ama halk artık yemiyor, basında kendilerine geviş getirircesine pompalanan haberlere de artık inanmıyor.

Bu nedenledir ki ekranlarda CHP vekillerinin özellikle de Deniz Yavuzyılmaz’ın açıklamaları yüz bin basıp tıklanıyor...

Durum bu merkezde işte…

Zonguldak sancılı, doğum yakın!