Yancılık sadece kahvehane salonlarında olur diye bir şey yok; yancılık günümüzde her konuda ve her yerde var.
Politikada da var!
Kılıçdaroğlu’nun tarihe geçecek öngörüsüzlüğü ile politik yaşamlarına vekil olarak devam etmeye başlayan yan dalları hepimiz biliyoruz, CHP’nin 60 kadar vekiline neden olmuşlardı…
Yancı muhalefetin icadı, beyefendiye elektriğin icadı gibi geldi ama öyle değildi.
Hata işte; bariz hata. Bu hatayı briçte partneriniz yapsa kâğıtları suratına atıp masadan kalkma hakkınız doğar…
Yancı muhalefetten Davutoğlu geçtiğimiz hafta kanal NOW haber programına çıktı ve ister inanın ister inanmayın sabah sabah ne kadar hazreti bilmemne varsa, ne kadar hadis madis varsa saydı durdu… İnsanın inancını da zayıflatıyor böyle tipler. Diyanet İşleri Başkanı çıksa bu kadar semavi konuşamaz walla…
Babacan da öyle… O da referansının din olduğunu pek gizleyemiyor.
Hadi bunlar böyle de ya diğerleri?
Sabah sabah Müsavat efendiyi dinledik yine NOW haberde; konuşmasının ana teması “SünniyleAleviyi, Türk ile Kürdü yeniden kardeş yapacağız…”. Be birader; bizim Alevi Sünni derdimiz ya da Türk Kürt sorunumuz yok, sen kaşıyorsun bunları. Daha düne kadar bu vatandaş “benim Laz kardeşim, benim Arnavut kardeşim, benim Kürt kardeşim, benim Çerkez kardeşim…” diye bir şey bilmiyordu, hepimiz Türk’tük. Anlaşılmaz tutum ve davranışların bir yansıması olarak milleti kamplara bölmek isteyenlerce bu sıfatlar türetildi. Şimdi de Müsavat efendi aynı söylemlerle vatandaşın kafasını karıştırıyor. Yahu biz kavgalı değiliz ki birbirimizle, geçiniz bunları geçiniz… Kendinize geliniz!
Şu DEM Parti;
Muhalefet partisi diye geçiyor,
Ne akıllanırlar, ne uslanırlar…
Hala Kürt halkı, Kürtçe hakkı. Benim bildiğim bizim uydudan Kürtçe yayın yapan beş altı tane kanal var, bizim TRT’nin kanalı bile var, hatta alfabelerini bile öğretiyorlar, çocuk kanalları ayrı; bunlar hala Kürtçe peşinde, Belçika, Hollanda filan gibi istiyorlar, iki lisanlı devlet… Ulan ABD’de 50 tane lisan konuşulur ama resmi lisan İngilizce… Rusya’da da aynı; resmi lisan Rusça. Türkiye’de de 30’a yakın dil var ama resmi dil Türkçe… Sen Kürtçe konuştun diye içeri mi tıkılıyorsun? Dertleri başka. Bir de eş başkanları utanmadan “Türkiye Kuzey Suriye’de ortaya çıkacak olan statükoyu tanımalıdır” diyor. Neymiş o statüko biliyor musunuz? Kurulacağını hesap ettikleri Kürt devleti. Tanımalıymışız… Ve Irak’a Barzani ile görüşmeye gidiyorlar. Ekranlara yansıyan görüntüyü unutmayın: Bir tarafta Barzani, bir tarafta bizim DEM’li hanımefendi; Barzani’nin yanında Irak ve Kürdistan Bayrakları, bizim madamın yanı boş. Türk bayrağı muhtemelen istememiş, PKK bayrağı koyduramamış, çünkü o gidişin bir de dönüşü var… Bu milletin Kürt sorunu yok, sorun sizsiniz! Sorun yaratmakta da üstünüze yok.
Uzadı yine bu konular…
Kellim kellim ya enfa!
Kime anlatıyorsun birader?
GÜLE GÜLE DOKTOR DİDEM
İnsan belli bir yaştan sonra kabakulak olmuyor, ya da çiçek çıkarmıyor…
İşte şeker, tiroit, kolesterol, vs. gibi içimizi karartan günümüz klasikleri…
Bir de alkol-sigara yoksa hepten çekilmez oluyorlar. Alkol ve sigara olayını ses tellerimizde 4 yıl önce ortaya çıkan ancak iyileşmiş olan bir arıza nedeniyle terk etmiştik. Kimileri “arktık başla, kendine gelirsin” diyorlarsa da içimizdeki o “şey” korkusu bunu engelliyor, anlamışsınızdır:))))
Her neyse;
Üniversite hastanesi dışındaki check-up cinsinden periyodik kontrollerimiz son senelerde Dahiliye Uzmanımız Dr. Didem Toker Gökçen’in tanıları doğrultusunda gerçekleşiyor. Çok da memnunuz. Her ne kadar bazı tetkik önerilerine doğamız gereği icabet etmemiş olsak da, o da fazla uzatmadı…
Son olarak geçtiğimiz Cuma günü kontrole gittim ve bana hastaneden ayrılacağını söyledi. Şaşkınlıkla “nereye?” dedim, “İstanbul” şeklinde yanıtladı.
Üzüldük…
Alışmıştık…
O an diyecek bir şey bulamamanın ya da aklımıza gelmemiş olmasının sıkıntısıyla “başarılar bundan sonrası için…” diyebildik sadece.
Evet…
Didem Toker Gökçen, Uzman İç Hastalıkları Doktorumuz... Her şey için teşekkürler ederiz…
Sağlıcakla kal,
Gittiğin yerde mutlu ol…