Zonguldak

Zonguldak’ın Daltonları

İçki bulamayınca dere kenarında kolonya içerlerdi, üç çalgıcı çingene kardeşin cesetleri metruk bir evde bulunmuştu

Abone Ol

Bütün güzel şarkılar gibi çabuk biten, ırmak kıyısına kurulmuş bir çadırın sökülüp toplanması, bir gecekondunun yıkımı kadar kısa süren hayatlar... Kulaktan dolma çalınan bir şarkı ve kolonya kadar uçucu hayatlar...

       Zonguldak'ın maskotu üç çalgıcı kardeşin, Ahmet, Necati ve Hasan Çelikel'in cesetleri 28 Aralık sabahı, Mithatpaşa, İkinci Makas Mevkii'nde metruk bir binada bulundu. İçtikleri kolonyadan zehirlendikleri açıklaması yapıldı.

       Ramazan nedeniyle bütün birahaneler, meyhaneler kapalı olduğu için, üç kardeşin ölüm haberi Zonguldak'ın ehlikeyiflerinin içini önce kolonya gibi yaksa da çabucak uçup gitti. Yoklukları pek hissedilmedi. Halbuki Zonguldak'ın birahaneleri yeniden açıldığında, bir süre için grizu facialarından sonra olduğu kadar sessiz kalacak. Sonra ya Roman mahallesinden birkaç yeni çalgıcı gelecek kent merkezine ya da kasetçalarlar tedarik edilecek.

       Kardeşler Birahanesinin önündeki emekli maden işçisi bir ara gözyaşlarını zor zapt ederek şöyle diyor:

       "Koskoca adamlardı ama biz onları çocuk gibi görür, çocuk gibi davranırdık. Bu üç kardeş Zonguldak'ın neşesiydi. Kıymetlerini bilemedik, nerede yatıp kalktıklarını bile bilmiyorduk."

       Çelikel Kardeşler, dere kıyısında, kapısı, pencere camları olmayan bir yıkıntıda kalıyorlardı. Onlar, 50'li yaşlarının eşiğinde üç çocuk - adam, üç sokak çocuğuydu. Ve bu kapı gibi adamların, bir kış sabahı birbirlerine sarılmış cesetleri, görenlere, onların yaşlarını iyice unutturdu. Çelikel Kardeşler birbirlerinden hiç ayrılmadan ölerek iyice çocuklaştılar.

       Anlatılanlara bakılırsa, son günlerde pek para kazanamıyorlarmış. İçki parasını çıkaramayınca gidip ucuz kolonya almışlar. Yerdeki ince belli çay bardaklarından kolonya çoktan uçmuş gitmiş.

       Zonguldak gece hayatında "Daltonlar" da denilen Ahmet, Necati ve Hasan Çelikel'in cesetleri Devlet Hastanesi morgunda İstanbul'daki ablaları tarafından alınmayı beklerken, kolonyadan zehirlenmiş oldukları sorgusuz kabulleniliyor. Bu türden bir ölüm yeterli bir ibret öğesi de içerdiğinden, soğuktan donma ya da başka bir neden tartışılmıyor. Karakol, emniyet amiri bilgi sorulduğunda hep aynı makamı işaret ediyor: Savcılık.

       Cumhuriyet Savcısı Y. Ö. "Otopsi raporu henüz gelmedi ama kanlarında metil alkol bulunduğu söylendi" diyor. Ucuz kolonyanın nerede satıldığı ise soruşturulmuyor.

       Zonguldak'ta şarkılı türkülü anılardan beslenen uçucu bir hüzün, kolonyadan zehirlenmedeki ibret öğesinin abartılmasından beslenen gündelik şovenizm ve 50'li yaşlarında üç küçük kardeşin defnedilmeyi bekleyen cesedi.

(Zonguldak Nostalji)