Barajların genel durumu çok iç açıcı değil.
Kuraklık çağımızın en büyük hastalığı.
Ülkemizin büyük sorunu.Bugün kuraklık her yerde hissediliyor. Ege bölgesi, Akdeniz, kısmen Güneydoğu, İç Anadolu… Bu bölgeler içme suyu noktasında kuraklık yaşıyor. Bugün için barajlarda SOS seslerini, çığlıklarını duyuyoruz. Yakın zamanda2000’li yıllarda hatta 90’lı yıllara da gidebilirizİstanbul su sıkıntısını çekmişti.
Ankara aynı şekilde susuzluk gördü ve yaşadı.
Bugün İstanbul içme suyunun Düzce ilMelen bölgesine kadar temini konusunda çalışmaların
yapıldığını biliyoruz.
İstanbul gibi bir metropol için çok da kolay değil.
Tam 20 milyon nüfus.
Bugün İstanbul için bir şekilde içme suyu adına A , B ve C planlarının olması çok güzel.
Geçmişte yapılan bu yatırımlar o dönem adına maliyetli olmasına rağmen bugün için ise ne kadar
elzem olduğunun da kanıtıdır.
Kocaeli bölgesinde Yuvacık Barajı adına içme suyu temini için çok eleştiri geldiğini de unutmadan ne olursa olsun içme suyuna yapılan yatırımlar çağımızın kuraklık ile mücadelesinde her daim gereklidir, önemlidir.
Gelelim Ankara ilimize;Kızılcahamam bölgesinden getirilen içme suyu temini ile nefes alındı.
Devasa borular, içinde ağır taşıt geçen dev kamyonların genişliğindeki borularAnkara’nın içme suyunu temini adına resmen ilaç oldu.
Bu noktada geçmiş dönem büyükşehir yerel yönetimlerini kutlamak gerekir.
Aynı şekilde geçmiş dönemin Belediye Başkanı Melih Gökçek’i de kutlamak gerekir.
Hiç unutmuyorum.Ankara içme suyu ile mücadelede her türlü tasarrufu görmüştü.
‘’Suyumuzu idareli kullanalım’’ sloganlarını hatırlıyoruz.
Lavabolardan tutuntuvalet rezervasyonlarına kadar o günlerde televizyonlarda canlı yayınlarda bu konular işleniyordu.
Suyu her koşulda idareli ve tasarruflu kullanmalıyız.
O günlerden bugüne geldik…
Kuraklık çağımızın en büyük hastalığı.
Gelecek günler susuzluk, kuraklık ile çok gündemlere sahne olacaktır.
İklim değişikliği gerçeğiyle karşı karşıyayız. Buna uygun hareket etmemiz çok önemli ve mecburi.
Bakınız Trakya bölgesinde içme sularında barajlar çok tehlikeli seviyede.
%19 ve %27’leri görebiliyoruz.
Nedense düşüşler çok.Akarsularda da azalmayı görüyoruz.
ErgeneHavzası hala daha halledilemedi.
Bunu da iletelim.Konya Ovası için oluşan obruklar aslında her şeyi açıklıyor.
Devamla…
Zonguldak’a gelirsek; içme suyu geçmişte kaç yerel yöneticinin seçimlerdebaşını yedi.
Buna İsmail Eşref dahil,Secaattin Gonca dahil.
Bu günleri de unutmayalım, hatırlatayım derim.
Ve Zonguldak barajı;Ulutan.UlutanBarajı yağmur suları ile doluyor.
Geçmişte 2008 ve 2009 yıllarında o dönemin güçlü devlet adamı Köksal Toptan başkanımız, o
dönemin yerel yöneticisi Secaattin Gonca.
Ulutan barajına Doğanlı deresinden tünellerle su akışının sağlanması odönemadına tam on milyonluk bir projeydi.
Zaten o dönem bu Doğanlı deresinden su akışı sağlanmasaydı, Zonguldak çok susuzluk çekerdi.
O dönemadına projeye destek verenKöksal Toptan Başkanıma ve Secaattin Gonca Başkanımıza gerçekten yürekten teşekkür.
Ayrıca o dönemin Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu Hocamıza da verdiği katkı ve destek adına şükran duyuyoruz.
Zonguldak derin yeraltı suları olmasına rağmen susuzluk çekiyor.
Bu nedenle Zonguldak-Merkez adına barajımızın doluluğunu yaz kış sağlayalım.
Metropoliten Belediyeler Birliği’ni koruyalım.
Filyos bölgesine yeni su birliğini kuralım, hayata geçirelim. Ereğli ve Alaplı bölgesindeki barajlarımız korunaklı hale gelsin.
KızılcapınarBarajı hayati derece de önemli.
ERDEMİR’in su ihtiyacını karşılarken ilçemizin de suyunu tedarik ediyor. Vadi bölgesi de aynı durum ve konum adına içme suyunu tasarruflu kullanalım. Çaycuma için Devrek ve Gökçebey içinZonguldak 2030 yılına hatta 2050 yılına giderken susuzluk çekmemeli.
Önlemler önemli.Tasarruf daha da önem arz ediyor. Son olarak tabii ki deniz suyunu arıtma adına ileriki günlerde Karadeniz suyundan yararlanacağız. Bu da önemli. Tuz derecesi en düşük deniz suyu bizim Karadeniz. Deniz suyuna da hazırlıklı olmalıyız.
Bugün köşemizde kuraklık, barajlar adına tehlike ve iklim değişikliğini öne çıkardık, değerlendirdik.
Şimdilik nokta.