Ülkemiz gerçekten çok ağır deprem yükünü gördü ve yaşadı.

Tam bir hafta geçti.

Hakikaten çok ağır hasar var.

Tüm ülke geneli çok büyük etkilendik.

Böyle bir acı yok.

Yüzyılın faciası.

Böyle bir kara depremi yok.

On ili kapsayan deprem.

Resmen birçok ülke büyüklüğü nüfusa eşit.

Portekiz’den, Hollanda, Avusturya, Belçika, Polonya ve daha birçok örnek gösterebiliriz.

Ülkemizde ki depremin yaşandığı on ilin yüzölçümü birçok Avrupa ülkesinden büyük.

Bazı Ortadoğu ülkelerinden büyük.

Orta Amerika veya Afrika’da bulunan birçok ülkeden büyük bir coğrafya’da ağır depremi gördük, yaşadık, hissettik.

Resmen her yer yerle bir oldu.

Yaşanan depremin bilançosunu anlatmak ile ilgili kelimeler yetmiyor.

Sözlü anlatım hiç yetmiyor.

Telaffuz ederken bile zorlanıyoruz.

Neyi anlatalım.

Söyleyelim.

Yazalım.

Hangi birini resmen akıl tutulması yaşıyoruz.

Peş peşe çok büyük depremi altı saat ara ile gördük.

Öyle bir deprem yaşadık ki.

Önce sabaha karşın saat 04. 36 ‘da  7.7 şiddeti ile resmen yıkım.

Sonra ardan geçen altı saat süre ile ikinci büyük dalga 7.6 şiddeti ile her yer yıkıma uğradı.

Birincide olmayan tam yıkım.

İkincide tamamı ile yerle bir olunmasına neden oldu.

Her iki deprem de çok şiddetliydi.

Yüzyılın depremi.

Yüzyılın faciası.

Ve aradan geçen 23 yıl sonra yine yeniden bizi buldu.

Deprem ülkesiyiz.

Depremle yaşayacağız.

Her bir yaşanan depremde çok büyük acılar yaşıyoruz.

Yıkımlar görüyoruz.

Nerdeyse birkaç il.

İlçe ve belde yok oldu.

Dediğim gibi anlatılamıyor.

Gidilse ve görülse yine anlatılamıyor.

Ortaya bir sürü yağmacılarda çıktı.

İyi ki OHAL ilan edildi.

Askeriye devreye girdi.

Yol kesenler mi?

Yalan söyleyenler mi?

Utanmazlar.

Ruhsuzlar.

Baraj yıkıldı diyerek halkı galeyana getiren ahlaksızlar.

Neyse ki halkımız inanmıyor.

Güneydoğu, İç Anadolu bölgesi.

Kısmen Akdeniz.

Tam on il yerle bir oldu.

Hepsi değil ama altı il adına çok büyük hasar var.

Mevcut.

Ne altyapı kaldı.

Ne üst yapı kaldı.

Ne de bina kaldı.

Birde yeni binaları yıkılması gerçekten anlayamıyoruz.

Anlaşılmıyor.

Çok katlı binalar.

Nasıl oluyor.

Yapılıyor.

Birde üç veya beş milyon gibi yüksek fiyata satılıyor.

Hele ki depreme dayanıklı anonsu.

Duyurusu.

İnsanlarımızla resmen dalga geçiyorlar.

 Deprem sonrasını konuşalım istedim.

Yazalım dedim.

Olmuyor.

Yirmi bini geçen vefat sayısı.

Seksen beş bin yaralı.

Enkaz altında halen kalan canlarımız.

Nasıl olacak?

Tam beş bin madencimiz enkaz arama ve kurtarma adına canını dişine takarak çalışıyor.

Mucizelere imza atıyor.

Cesaretle enkaz altına giriyor.

Mucizeler yaratıyor.

Depremzedelerimizi dünya yüzüne çıkartıyor.

Keşkeler ile ilgili konuşmayı hiç  sevmem ama keşke deprem sonrası hemen müdahale yapılsaydı.

AFAD’ın kendine gelmesini beklemeseydik.

Tam bir gün kaybımız var.

Daha birçok ayrıntı var.

Ama bugünlük yeter.

Deprem sonrasını yazmaya devam.

Yeni şehirler kuracağız.

Yeni kentler kuracağız.

Yeni binaları çok katlı değil.

Yatay mimari yapacağız.

İnşallah.