Zonguldak yerel basınında zaman zaman ağır belden aşağıya eleştirenleri  görebiliyoruz.
Bunun bazen tansiyonu çok yüksek olabilir.
Herkesin kendine göre tarzı olabilir.
Ama birde basın ahlak esaslarını unutmayalım.
Basın anayasasını unutmayalım.
Basın kriterleri.
Tehdit, şantaj veya karalama, iftira, şiddet.
Bir çok konu başlığını içeriyor. Basın olarak haberimizi yapalım. Görselimizi koyalım. Doğruları yazalım. İddia olsa bile belgesini koyalım.
O demiş, bu demiş dedikodu kirliliğine izin vermeyelim.Gazetecilik mesleğimizi sonuna kadar içini doldurarak, hakkını vererek yapalım.Bunu niye söylüyorum.
Tam 46  yıldır mesleğin içindeyiz.
Kimler geldi, kimler geçti.
Geriye baktığımız zaman bir çok ismi biliyoruz.
Hatırlıyoruz.
Hepsi tarih yapraklarından silindi. Geriye dönük arşivleri bile kalmadı. İsimleri bile hatırlanmıyor.
Bir çok kalemi güçlü gibi görünenler bir ara  Zonguldak basınında başrol oyuncusu olduklarını sanıyordu.
Gün geldi.
Hepsi .
Nihayete erdi.
Ve bugün yoklar.
Veya var olmaya çalışıyorlar.
Pozisyonları nasıl.
İtibarları nasıl.
Sıfır ki sıfır.
Hiçbir ciddiyetleri yok.
Hiçbir esameleri  bile okunmuyor.
Bunu şunun için yazıyorum.
Yerelde.
Yaygında.
Görev yapan geçmiş meslektaşlarımızı.
Kalıcı eser bırakmalı.
Tarihe not düşecek bir röportaj.
Var mı?
Yok.
Olanlar da belli.
Bir elin iki sayısını geçmiyor.
Bu yolda yol almamız.
Başarı hanemizi yükseltmemiz gerekirken.
Bu şehrin insanı olarak.
Çocukları olarak.
Çok daha ilimize katkı vermemiz gerekirken.
Büyütmemiz.
Genişletmek.
Olması adına çalışmaları.
Hep beraber.
Hep birlikte hayata geçirmek varken.
Şehri küçülsün adına uğraşı.
Yok etme adına çaba ve gayret.
Dedikodu ile yol alma.
Bugün için sanki çok konuşuyormuş gibi olabilir. .
Ama  bu çok konuşma adı olumsuzluk  olunca.
Unutulur gider.
Hatırlanma belki.
Bizler günü kurtarma değil.
Gelecek adına bir şeyler yapmalıyız.
Ve gelelim Zonguldak’a ihanet edenler.
İnternet siteleri.
Başımızın belası.
Kontrol edilemiyor.
Sosyal medya da yaşanan kirlilik.
Say say bitmiyor.
Kaç yıldır uğraşıyoruz.
İnternet haber siteler adına yasa çıksın.
Bu sitelerin adı konsun.
Ama konmadı.
Kimlerin işine geliyorsa.
Bugünlere geldi.
İnternet haber siteleri gazete sayılmıyor.
Gazetecilik vasfı taşımıyor.
Sadece korsan yayın. Geçiyor.
Haber hırsızlığı almış başını gidiyor.
Bir çok karalama kampanyası cirit atıyor.
Bizler kurumsal yapısı olan internet haber siteleri hepimiz için geçerli.
Yazılı basın internet haber siteleri en makbulü.
En geçerlisi.
Ve bizler artık internet haber sitelerinin yasası çıksın.
Mevkute.
Genel yayın yönetmeni.
Yazı işleri müdürü.
Muhabir.
Basın kartı tanımı.
O zaman internet haber siteleri de gazeteci vasfı taşıyacak.
Sorumluluk görevi alacak.
Herkes bu yasayı bekliyor, görmek istiyor.
Artık bu kirlilik olmasın.
Bu durum ilimize, ülkemize de zarar veriyor.
Zonguldak’ta yaşananları görüyoruz.
Dilin kemiği yok gibi saldırmalara.
Hem de ayrım yapmaksızın herkese.
Peki kime yarıyor?
Bu durumu Zonguldak’ a ihanet adına  eşdeğer görüyorum.
Kimse haksızca, bilgisiz ve belgesiz.
Çamur atarak saldıramaz.
Saldıranlar bir süre sonra ortadan kaybolur ve gider. Ama olan bizlere, bu şehre olur.
Hiç kimsenin,hiç kimse  moralini bozamaz.
Çalışma  azmini düşüremez.
Düşürenlerde sonuçlarına katlanır.
Bizler bu olayın her zaman karşısında çok güçlü olacağız. Duracağız. Her daim.
İnternet yasası artık Ekimde çıksın.
Kimse bu konuda  artık bekleme lüksünde olmaz.
Bu durum biz gazetecilere de çok büyük zarar veriyor. Hem  maddi, hem manevi.