Bi tarafı sıkışanların yıllardır kendilerini savundukları bir cümle var ya; “ticaret serbest kardeşim…”; işte kazıklanma olaylarına bu türden bir bakış açısı tamamen palavra ve devlet sorumsuzluğunun da dik alası…

Bir kere; ticaret serbest ama o kadar da serbest değil, öyle her malı her istediğiniz fiyata satamazsınız, her şeyi de her yerde satamazsınız… Azıcık kafayı yorun anlarsınız.

Satarsanız, orada devlet yok demektir!

Bazı konularda Zonguldak’ta olduğu gibi; örneğin buraya birileri gelir, fuar muar adı altında yöresel gıda satacağını söyler, izni de alır, sattıkları sucuk pastırma gibi ürünlerde, biber cinsinden baharatlarda ne marka bulunur, ne üretim yeri nede üretim ve son kullanma tarihi…

Halk sağlığı ile ilgili hiçbir kamu kurumu da bunları denetlemez, denetleseler haberimiz olurdu. Bunların ayda bir ziyaret ettikleri ve stant açtıkları AVM’ler herhalde yetmemiş olacak ki şimdi de halkın gezi alanlarına indiler, oralarda icra-i sanat eyliyorlar…

Zonguldak’ta zaten bir acayip görüntü de ortaya çıktı, her yer dürümcü, çiğ köfteci, bilmemneci vs. gibi yiyecek tarzında ekmek için satanlarla doldu. Osmanlı sofrasından, Padişah köftesine, Sultan tatlısına kadar her türlü saray tadını tattık, şimdi de İskenderun’un, Antep’in, Edirne’nin vs. onlarca vilayetin sözde çooook meşhur yiyeceklerini bize kakalıyorlar.

Zannedensiniz ki burası bir il merkezi değil de köy pazarı gibi bir yer…

İzne mizne gerek yok;

Koy tezgahı başla satışa…

Her yer aynı, pazaryerleri bile; adam bir hıyar satıyor, üç tanesi bir kilo geliyor, sapsarı ve kütük gibi kalın, “bu ne, tohumluk mu?” diye soruyorsunuz, uyanık köylü; “olur mu uşaaam, bahçe malı o…”diye cevap vererek sizi bir de aptal yerine koyuyor.

Yumurta da aynı hikaye, domates de… Fiyatlarını hiç sormayın…

Yersen!..

250 gram böğürtlene 100 lira çeker, incire 80, 10 santimlik tatsız tuzsuz mısırına da 10 lira ister, eskiden köylü milletin efendisiydi, şimdi milletin kazıkçısı oldu.

Zonguldak’ta gelinen durum bu,

Halkın sahibi yok,

Gelen geçen geçiriyor, giydiriyor;

Denetim mekanizması yok,

Zaten denetlemekle yükümlü olanlar da korkuyorlar,

Aynen böyle!..