Geçtiğimiz günlerde, birilerinin zorla kutlama törenleri düzenlettirdiği şu bizim “Zonguldak’ın Kurtuluşu” palavralarının üstüne hep yazdığımız gibi bir yazı daha yazmıştık, “yok böyle bir kurtuluş, Genel Kurmay arşivlerinde bile yok” diyerek uyarı görevimizi yapmıştık…

Bu genelkurmay arşivleri konusunda eski Belediye Başkanımız Yüksel Aytaç da bir zamanlar bu işgal ve kurtuluş konusunda bir açıklama yaparak “evet, ben de sordum soruşturdum, genel kurmay bile böyle bir işgal olmadığını bana açıklamıştı” diyerek olayı teyit etmişti.

Son yazımıza da çok sayıda yorum yapıldı, alın size bu yorumlardan ikisi:

TAHSİN GÜNER: İşgal diye bir hikaye yok. Ereğli’ye Rus harp gemileri kokutmak için birkaç top atmış. Zonguldak’ta oda yok. Fakat çok aile korkup Devrek e gitmiş. Evlerin bahçelerine uyduruk sığınak kazmışlar.Festival hikayeleri ile paraları savurmak moda olmuş.

KEMAL YURTBAY: Zaten bana da hiç inandırıcı gelmiyorsun bu işgal olayı. Olsaydı, işgalcilerin bir karargahı, askeri birliği ve komutanı olurdu. Olsaydı işgale karşı direnen şehitlerimiz, gazilerimiz olurdu. Bu gazilerin ve şehitlerin heykelleri dikilir, isimleri en gözde yerlere verilirdi.Tebrikler Sermet arkadaşım, bir palavranın ipini çektiğin için.

Haaaa; ille de “kurtuluş” filan mı demek istiyorsunuz?

Bu gün 9 Eylül, akşam tv’lerde İzmir’in işgalden kurtuluşunu izleyin, orduların birbirine girdiği,  binlerce şehit ve gazinin haberlerini, Yunan ordusunun denize dökülüşünü…

İşgal ve kurtuluş böyle olur, palavradan olmaz!

Eveeeeet;

Durumlar bu merkezde,

Seneye 21 Haziran’da görüşmek ümidiyle…

ÇOLAKOĞLU

Akepeli vekilimiz Ahmet Çolakoğlu bilindiği gibi Bartın’da güzel bir yatırım yaparak dev gibi bir mağazayı halka ve kendisine kazandırdı.

Ancak bu mağazanın binasının inşası aşamasında da birçok söylenti basında yer aldı… Zonguldak Özel İdareden, Bartın’daki bazı belediyelerden ekipman, malzeme vs. gibi destekler aldığı yazıldı çizildi.

Bunlara da elbette bir yanıt verilmesi gerekiyordu ve yanıt vermek için de Ahmet Bey en doğru adresi seçti: ZGC…  Yani Zonguldak Gazeteciler Cemiyeti; burada başkan Derya Akbıyık’ın moderatörlüğünde düzenlenen basın toplantısında kendisine yöneltilmiş olan ithamlara yanıt verdi.

Aldığı hizmetlerin tümünün bedellerini hizmeti aldığı kuruma ödemiş olduğunu, isteyenin gidip o kurumlardan fatura, makbuz gibi belgeleri bulabileceğini söyledi. Şöyle de bir ekleme yaptı; “isteyen olursa şirketin muhasebecisine söylerim, belgeleri gönderir…”

Ufak bir hatırlatma yapalım sayın vekil beye; işinizi çok iyi bilen bir kişisiniz, kendi alanınızda da başarılı bir iş insanısınız, ZGC’deki toplantınıza gelmeden önce mutlaka böyle sorularla karşılaşacağınızı da tahmin etmişsinizdir, peki o halde o belgeleri gelirken neden beraberinizde getirmediniz? Gazeteciler de belgeleri görür sizin için daha inandırıcı yazılar yazarlardı… Di mi yani? Şimdi kim gidecek de, oraya buraya başvuracak da, “bana belge verin” diyecek de, Uğur Mumcu gibi “araştırmacı gazetecilik” yapacak da… Uzun hikaye! Hem de çoooook uzun…