Kurban bayramı geldi çattı, ekonomik güçlükler çoğumuzun bayramın gereği olan kurban kesme olayına set çekse de, durumu müsait olanlar isterlerse kurban kesebiliyorlar, isterlerse kurban bağışı yapabiliyorlar…

Kesmeyen de kesmez… Kime ne?

Biz kurban bağışı için buradan ufak bazı hatırlatmalar yapalım; önce çok ama çok dikkatli olun… Çünkü bağış toplayıp bunları hangi amaçla kullandıkları anlaşılamayan birçok vakıf dernek vs. gibi kurumlar var.

Kurban bağışlarıyla altlarına lüks araba çekenler var,

Kendilerine süper lüks bina yaptıranlar var,

Holding kuranlar var,

Bu bağışları har vurup harman savuranlar var…

Palavradan “yurt dışındaki Müslüman kardeşlerimizi sevindiriyoruz” diyenler var… Sen önce bizim fakir fukarayı sevindir kardeşim… Bunların ki ayni “Ayasofya’da dilenip, Sultanahmet’te sadaka vermek” hesabı…

Halkın güvenini yitirmiş kurum ve kuruluşlara rağbet etmeyin, kurban etlerinizi kavurma yapıp kendilerine ve yandaşlarına saklayanlara hiç rağbet etmeyin, çok gördük böyle olayları biz, burada Zonguldak’ta…

MEHMETÇİK VAKFI, LÖSEV, ÇYDD, ADD gibi kurumsal nitelikte bağış toplayan merkezleri tercih etmenizde yarar var, cezaevlerini de düşünebilirsiniz, öğrenci okutan kuruluşları da, işsiz güçsüz ama onurlu insanları, devletin verdiği parayla geçinen evsiz barksız kimsesiz insanları ama sakın ha aklınıza tarikat vs. gibi karanlık odak noktalarını getirmeyin, günaha girmeyin…

BAYRAMDA DİNLENİN

9 günlük tatil sizler için fırsat,

Yatın aşağı dinlenin…

Havalar sıcak denize menize gidin… Her ne kadar bizim sahiller wc fukarasıysa da idare edin işte, ağaç dipleri bedava(!)

TV ile uğraşmayın, zaten bir şey yok;

Ya dirilişler, kuruluşlar, Selçuklusu, Osmanlısı, ya arap evliyalarının hayat hikayeleri,

Beri yanda gelinler kaynanalar, yemek programları, bu programda yer alan edepsiz kadınlar, efemine erkekler, bağırış çağırış… Şimdi bir de gelin-görümce çıkacakmış, Fatih Ürek sunacakmış… İğğğğğğğ!..

Filenin sultanlarından fazla hava basan Acun’un sultancıkları, ciddi ciddi tartışmalara benzeyen bir tuhaf kavgalar,

Yandaş kanallarda kirli sakallı kerametleri kendilerinden menkul uzmanlar; siyaset bilimciymiş, psikologmuş, danışmanmış, bunların bir de kadın versiyonları…

Recep İvedikler, Malkoçoğlu, artık ezberlediğimiz Kemal Sunallar…

Anlayın işte, tv böyle…

Çıkın “kafelere filan gidin” desem, kazıkları yağlamış bekliyorlar,

Sinema tiyatro artık bütçenizi aşıyor,

Orayla buraya gitmek eskidenmiş…

N’olcak peki?

Dedik ya; yatın aşağı, dinlenin…

Bana dua edin!

Yine de iyi bayramlar sizlere, benim ezik ve içi buruk halkım…