Seçilmesi bile entrikalarla dolu Amerikan Başkanı Trump, daha ilk andan itibaren Yahudi kuklası olduğunu ispat edercesine Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan etmiş ve ardından benzeri kararları düşüncesizce vermeyi sürdürmüştü.
İsrail, bölgedeki en büyük korkusu olan İran’ı, Amerika’yı maşa olarak kullanarak defalarca kışkırtmaya çalıştığını ama bunda başarılı olamadığını gördük.
En son geçtiğimiz Perşembe günü, Irak'ın başkenti Bağdat'taki uluslararası havalimanında İranlı komutan Kasım Süleymani’yi, Trump’ın şahsi emri ile insansız hava aracından atılan füze ile vurulması bölgedeki gerginliği iyice tırmandırdı.
Ortada savaş hali yokken, böylesi gereksiz ve aptalca bir hareketi bir devlet başkanının yapabilmesi, Amerika’nın geleceğinin yeteneksiz bir kabinenin elinde olduğunun ispatı.
Geldiğinden beri ülke yönetimindeki başarısızlık, hükümetin kapatılması, göçmenlere karşı duvar örmek isteği, Yahudi sempatisi ile yapılan abuk subuk çıkışları ile iş bilmezliğini defalarca gösteren, Amerikan halkına saç baş yolduran başkanı Trump’ın bu son hamlesi, sadece Ortadoğu’da değil, dünyada kaos istediğini açığa vurdu. Aklı sıra hem sahiplerini memnun edecek, hem de silah satıp petrol alacak, yüz milyarlarca dış borcunu dengeleyecek. İşin ucu bu sefer öyle değil.
Peki bu kaostan kimin faydası olur? Sadece bir ülkenin o da Amerika değil. Çünkü bu yolun sonunda hem ekonomik hem sosyal anlamda Amerika’yı büyük çıkmazların beklediğini görmek için âlim olmak gerekmez.
Her seçim yaklaştığında kaybetme kaygısı ile bir ülkeye saldıran Amerikan başkanları klasiğini tekrar etmek isteyen Trump, dersini iyi çalışmamış. Çünkü eski başkanlar kendilerinden zayıf ülkelere saldırmayı tercih edip, oy alma yoluna gitmişlerdi. İran ise öyle bir ülke değil.
Bu işin bir yönü. Diğer yönüne bakacak olursak, bölge devletlerini bekleyen felaketlerin önünü kesmek için görüşmeler başlamış durumda. Amerika vurduğuyla mı kalır, gelişmeler olayı tırmandırır mı bilinmez ama uluslararası savaş arenasına dönen Irak’ı bundan sonra daha büyük sıkıntılar beklemekte.
Bu sıkıntılar tabi ki çevre ülkelere de yansıması kaçınılmaz. Özellikle Amerika’ya destek veren diğer Arap ülkelerini de şimdiden bu korkunun sardığını tahmin etmek zor değil. Herkes yaptıkları sonucunda savaşı evine davet etmiş olma ihtimalinin huzursuzluğunu yaşamakta. İnşallah, bu hesabı, o devletlerin yöneticileri kendi halkına vermek zorunda kalmazlar.
Her defasında ülkemizdeki düzen ortamını hem ekonomik, hem terör faaliyetleri ile bozmak için çaba sarf eden, on binlerce tır silahı PKK’ya desteğini esirgemeyen Amerikan parlamentosu, yapılan bu aptalca saldırıdan sonra gerginliği düşürmek için bizden medet umuyor olması ise ne kadar acı.
İsrail soytarısı deli bir başkanın eline kırmızı düğmeyi verirsen, en sonunda olacağı budur. Bilim kurgu filmlerinde gördüğümüz nükleer füzelerin havada uçuştuğu, dünya üzerindeki yaşamın sona erdiği sahnelerin yaşanmaması için oturup herkes tanrısına dua edecek.
Daha ilk gününden Kudüs’ü, İsrail’in başkenti ilan etmeye çalışarak barış yerine savaş istediğini açıkça ortaya koyan Trump’ın, Amerikan parlamentosu tarafından yetkilerinin elinden alınarak başkanlığına ivedi olarak son verilmeli. Ayrıca, akıl sağlığı ile ilgili kapsamlı bir muayeneden geçirilmesi de elzem. Çünkü; Hangi devlet başkanı ülkesini ve halkını ısrarla ateşin içine atmaya çalışır? Bunu anlamak mümkün değil.
Burada ülke olarak sağduyulu davranarak tansiyonun düşmesi için gereken girişimler anında yapılırken, millet olarak biz de, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün “Yurtta sulh, cihanda sulh” sözünü kulağımıza küpe etmeliyiz.
Sosyal medya paylaşımlarında görüyorum ki, lehte ve aleyhte savaş çığırtkanlığı yapanlar var. Soruyorum size; sınırlarımızın hemen dışında, Ortadoğu’da patlak veren savaşın Türkiye’yi olumsuz etkilememesi mümkün mü? Hali hazırda yaşanmış ve yaşanan irili ufaklı savaşlardan yeterince kötü etkilenmedik mi?
Sağlıcakla…