Adı Milli Eğitimmiş, ne biçim milliyse, iyi ki “yerli ve milli” eğitim dememişler, zaten ben bu “yerli ve milli” kavramını anlayamıyorum, yerliyse bir anlamda milli de sayılmaz mı?

Her neyse;

Okullar açıldı…

Güvenlikçi yok,

Temizlikçi yok,

Yemek yok!..

Sadece “yeni maarif modeli” var, ne demekse? Bol bol arapça farsça kelimelerle dolu bir sistem, Türk büyükleri yok, Atatürk eser miktarda, utanmasalar onu da koymayacaklar… “Allah korkusu” öğretecekler ya; onlarca yüzlerceebu’lumebu’luarap isimleri…

Tarikatlar birbirine düşmüş, hangisi hangi okulu alacağının peşinde, genç ve taze beyinleri nasıl zehirleyeceklerinin hesabını yapıyorlar, Cübbeli Ahmetİsmailağa Cemaati’ne bağlı yerlere öğrenci gönderilmemesi gerektiğini söyledi, İsmailağacılar da “Cübbeli münafıktır” diyor… Bilmemneciler göre ise kendilerinden başka hepsi münafık…

Miniklerin okula aç gittiği ve heladaki musluk suyu ile açlıklarını bastırdığı ülkemizde bakanlar “derya kuzusu bunlar…” diyerek mangalda sucuk yapıyor, sonra da “ben walla yemedim”.

Milli Eğitimin başındaki nasıl profesör yapıldığı anlaşılamayan zat da “çocuklar öyle eskisi gibi yemek istemiyor…” diyerek bir tuhaf görüş beyan ediyor…

Dedik ya, okullar leş gibi, hijyen Allah’ın rahmetine kavuşmuş, ortalığı şey götürüyor;

İşte bu konuda sosyal medyaya görüntüler düşüyor ve hayret ediyoruz…

Zonguldak’tan şimdilik bir görüntü yok, sanki bizim okullar par ü pak… Ama hiçbir şey olmasa bile elbette bir şeyler vardır, (Akepelilerden öğrendik bu cümleyi)…

Ve gelinen bu noktada okurlarımızdan bir ricamız var, bizim okullarla ilgili böyle hijyenik olaylara tanık olursanız, çekin görüntüyü bana atın, ister facebook üzerinden atın, ister whatsupp, ister mail… Adreslerimiz Google üzerinden bulunabilir, yazımızın logosunda var, her yerde var…

Gönderin de işleri güçleri Yayla Konağının altında sel götüren yere okul yapmak olan şu milli eğitimcilerin foyalarını boyalarını ortaya çıkaralım.

Ha; yayla konağı demişken, hani geçtiğimiz gün aşırı sağanak Zonguldak’ı vurdu ya, hani Yayla konağının da altında sığınağa giden dehlizler var demiştik ya, hani bir tanesi de Liman caddesine açılıyor ya, işte şu bizim milli eğitimciler ve oraya okul yapılmasını destekleyen vekil acaba o sağanak sırasında o Liman caddesine açılan sığınaktan ne kadar su geldiğini gördüler mi?

Evet;

Gördülerse hala ısrarcılar mı o suyun aktığı yere okul yapmaya?

Haaaaa?