Şu Fevkani ve Kardemir Kömür Deposu işine bir iki gün ara veriyoruz ve bizim mahallede sabahları kahvaltılarını yine biz ve komşuların verdiği şıllıklardan bahsediyoruz bu gün…

Biraz aykırı bir başlık oldu ama başka türlü de anlatılması olanaksız bu tür bir garabetin…

Olay şu;

Bizin evin önünde kediler var, bazıları damızlık sanki mübareklerin ve zırt pırt doğuruyorlar, şırfıntı kediler mahallenin bütün zampara kedileriyle damlarda gündüz ve gece sefa sürüp halleşince başımıza iş açıyorlar ve yılda iki kez doğum yapıyorlar.

Her seferinde de dörtten aşağı çıkarmıyorlar haaaaa…

Her neyse;

Kimimiz kuru mama alıyor bunlara; yavrulara ve analarına yani, kimimiz de evdeki artan yemeklere ekmek doğrayıp servis ediyor. Ben de biraz üşengeç olduğum için şu ucuz piliç salamlardan alıyorum marketten, sabahları bir iki dilim kesip veriyorum mahalle arkadaşımız kedilere…

“İnsanlar nankör oluyor, hayvan doyurmak daha iyi” diye de düşünüyorum…

Evet;

Geçtiğimiz gün mahalledeki süper marketin birinde kiloluk piliç salamlar, adedi 38 lira; bana fiyatı iyi geldi, 45-50 liraya satılıyor başka yerlerde, iki adet aldım…

Ertesi günü aynı markete bir daha girdim “ucuzken iki tane daha alayım dursun” diye kafa patlatırken baktım raflardan bizim piliç salamlar kalkmış.

Yok!

Sordum kasadaki hanımefendiye, “abi kahvaltı veren kafelerden geldiler koli koli topladılar, bizde 8 koli vardı, hepsini aldılar…” deyince şaşırdım ve sordum:

”N’apacaklarmış?”

“N’aparlar abi, vatandaşa dana salam diye 10 misli fiyata satıyorlar, sosis olayı da böyle, nasılsa bunlarda –işletmemizde dana eti kullanılır- diye bir yazı asılmıyor, zabıta da sormuyor…”

Aynen böyle dedi kasadaki kız…

Düşündüm ve üzüldüm…

Bu ne biçim Zonguldak’tı?
Vatandaşın sahibi yok muydu?

Denetim mekanizmaları neden çalışmıyordu?

Devletin organları böyle bir soyguna nasıl göz yumuyordu?

25 liraya çay, 40 liraya kahve satan bu türden esnaf hiç utanmıyor muydu?

En önemlisi;

Kahvaltıda kedi maması biz Zonguldaklıların kaderi miydi?

Kendilerine bakan hemşerileriyle aynı menüyü paylaşan tüm kedilere sesleniyorum buradan;

 Eyyyyy kediler, gidin bizlere kazık atanları ve buna göz yumanları harrrt diye kapın bi taraflarından, ısırın…

Piliç salamlar bizden…

Devaaaammmm!

 YASAKLAR YAŞAMA DARBE VURUYOR

Son bir kaç senedir moda oldu,

Konser yasak, festival yasak, tiyatro yasak, o yasak, bu yasak…

Nedenmiş efendim?

İçki içiliyormuş,

Türk örf ve adetlerine aykırı elbise giyiliyormuş,

Baldır bacak gösteriliyormuş, falan filan…

Son olarak İstanbul’dan da bir sinyal çakıldı içki içmenin şekline şümulüne ayar çekildi;

Deniyorlar işte… Yerse kaptıracaklar

Sana ne birader be, sana ne; milletin özel hayatından sana ne?

Bilmemne vakfı, falan filan derneği, akıl yayma cemiyeti gibi dinci kesimlerin en ufak bir dilekçesi yetiyor yasaklamalara, kısıtlamalara…

Amir memur takımı da korkuyor zaten, ya sürerlerse?

İşte böyle yapıla yapıla yaşamsal haklarımız elimizden alınmaya çalışılıyor, müzikte de dibe vuruyoruz, diğer sanat olaylarında da. Dünya bizi zaten son senelerde adam yerine koyup takmıyordu, şimdi hepten boş veriyorlar… Hiç gelen giden var mı Avrupalardan Amerikalardan ülkemize, ya da hiç davet var mı bizimkilere…

Milletler halklarına insan gibi yaşamanın türlü türlü olanaklarını sunarlarken biz iki tane kıytırık dernek cemiyet yüzünden asırlar öncesinin heveslerine tutkun bazı gerzek yobazların ipiyle kuyuya inmeye çalışan dangalakların elinde esiriz…

VURDUMDUYMAZ

Şimdi diyecekler ki;

Bu kadar önemli konular varken,

Millet “Fevkani … Fevkani” diye ayağa kalkmışken,

Zonguldak halkı TTK’nın boş vermişliğine kurban edilip bir 5 yıl daha Kardemir’in limandaki kanserojen kömür tozunu yutmaya mahkum edilmişken,

Sana ne be birader kedi mamasından?

Vurdumduymazlık yapma!..

Yazacağız yazacağız hiç merak etmeyin, kafalara “dank” edinceye kadar yazacağız…

Birileri de çıkıyor diyor ki;

“Yazılara saçma sapan yorum yapıp aksi görüş belirtenler n’olcak?”

Yani “kavga başlat” gibilerden gaz veriyorlar…

Yazımızın başında da dedik ya, bir iki gün ara veriyoruz bu biiiiir…

Beynimizi böyle tiplerle fazla yormak da istemiyoruz bu da ikiiiii…

Çünkü;

ARILAR ASLA SİNEKLERE BALIN BOKTAN DAHA İYİ OLDUĞUNU ANLATMAKLA ZAMAN HARCAMAZLAR!..

Bu da üüüüüç…