TTK parça parça elden çıkarılıyor… Kurumun mal varlıkları oraya buraya, bakanlıklara vs. filan devrediliyor. Bunlar da istedikleri gibi kullanacaklar, kimse karşı çıkamaz.

A tipi için sesini yükseltenleri kim taktı?

Hiç kimse!..

Yayla konağı için de sesini çıkarabilecek bir makam olamayacak… Adamlar baktılar üzerinde büyük rant olan Yayla okulu ve arazisi için konu mahkemeye düştü, gözü yayla konağının arazisine diktiler.

Sit alanıymış, mit alanıymış, boşveeeeer; Ankaralara bir iki kez gittiler geldiler, olayı çözdüler. Konağın 12 buçuk dönümlük alt arazisinin 4 buçuk dönümü Yayla ortaokulu arazisi olarak tahsis edildi. Koruma kurulu sesini çıkaramadı.

Gelinen bu noktada yanlış anlaşılmasın diye vurgulamak istiyoruz;

Okul yapımına karşı değiliz, elbette ki yapılacak, hatta cami yerine okul yapılması tezini savunuyoruz, ama okul yeri konusunda çekincelerimiz var.

Zonguldak’ta yer mi kalmadı da Yayla konağı bahçesine okul yapma gibi bir zeka kıvraklığı gündeme geldi? Kaldı ki çukur bir alana okul binası yapmak, olası aşırı yağış, su baskını gibi doğal afetleri kafaya bile takmamak hangi aklın eseri?

Efendim; “Yayla Okulu” nostaljik bir kavrammış… Yayla mevkiinde olmalıymış… Hadi canım… Sen yeter ki okul yap, nerede yaparsan yap… İsmi için kimse tartışmaz, emin ol!..

Şu noktaya da dikkat çekelim; “yeni hastaneye otopark alanı gerek” sözleri bana biraz bahane gibi geliyor, şimdiki haliyle oralarda hiç trafik sıkışıklığına tanık oldunuz mu? Yani “Yayla okulunun alanı otopark için veya bu türden işler için uygunmuş” sözleri biraz kamuflaj malzemesi gibilerden…

Evet;

Durumlar bu merkezde baylar bayanlar…

TTK elden gidiyor; malvarlıkları, taşınır taşınmaz malları gibi unsurlardan başladılar, sıra Fener mahallesinde, limanda, lojmanlarda, arazilerde, binalarda, bölgelerde, müesseselerde vs. aklınıza ne gelirse…