Polis teşkilatımızı kutluyoruz, kuruluşlarının 180. yılında Zonguldak’ta asayiş berkemal… Eskiden beri sessiz sakin bir kenttir burası, işçi olayları dışında başka bir şey olmazdı, yine de olmuyor, bir iki fırlamanın çıkardığı olaylardan başka…
Bundan 40-50 yıl önceki işçi olaylarında biz manga manga, bölük bölük işçilerin yürüyüşe geçip sendika bastığını bile gördük.
Şimdilerde böyle olaylar yok, çünkü işçinin kıpırdayacak hali yok, işçiyi de bitirdiler, sendikayı da… Maden işçisi şimdi akıllı uslu, devletine saygılı, kurumuna bağlı kuzu gibi yerli uşaklar…
Olay çıkaranlar ise dediğimiz gibi fırlamalar; cadde sokaklarda gezinen apaçi takımı, 15-16 yaşında veletler, 20-21 yaşlarında ergenler; ana avrat küfürlü konuşup etraflarındaki kadına kıza rahatsızlık verip başlarını öne eğdirenler.
İnanmayan çıksın Gazipaşa’ya bir görsün. Dua etsinler bizim millete, buranın milletine yani, başka yerde olsa tekme tokat girişirler bunlara pestillerini çıkarırlar. Bunların sayıları az ama caddenin de kapasitesi küçük olduğundan bardaktan taşan damlalar olarak görünüyor bu arsız takım…
Evet;
Bizim Zonguldak’ta fazla asayiş olayı yok, olanları da ya polis enseliyor ya jandarma.
Emniyetteyiz yani…
Belediye zabıtasının baş edemediği dilencilik olayları var, ama dedik ya adamlar arsızlığı şiar edinmişler. Dilencilik kolaylarına geliyor bu ipsiz sapsız takımının, kadınının kızının… “Gel dükkânın camını sil al sana 50 lira” diyorsun, burun kıvırıyor. Dilencilik kolayına geliyor.
Dilencilik derken geçtiğimiz yazımızda ramazan ayında “bana yardım kolisi alın, başkasına vermenize gerek yok, bana verin” diyen bir muhtardan söz etmiştik. Millet de merak etmiş, “kimmiş bu?” diye soruyorlar. Şunu söyleyelim, bu muhtarı bize şikayet eden kendi mahallesinin adamları. Bir bildikleri vardır elbet. Ama biz öyle her şeyi yazmıyoruz, dedikodu da olabilir, di mi? Ama biraz daha yakınma gelirse gözünün yaşına bakmayız arkadaşlar, merak etmeyin…
Zonguldak içinde bulunduğumuz hafta üç değişik ülkeden gelen, içlerinde Türk öğrencilerin de yer aldığı bir öğrenci grubunu ağırladı. DSİ büyük bir konukseverlik örneği göstererek bu öğrencilere misafirhanelerinin kapılarını açtı, yemek de çıkardı. Helal olsun… Ama bu gençlerle yeteri kadar ilgilenemedi bu kentin DSİ haricindeki diğer kurumları, kınıyoruz onları…
Her neyse;
Zonguldak böyle işte;
O yok, bu yok…
Sağa git yol yok,
Sola git yok,
İleri yok, geri yok…
Çevir buyruk kalemini kalbine sok;
Bir akrep gibi intihar et!..
Demiş şairin biri…